Sonradan zengin olup zıvanadan çıkanlar: Para her şeyi mi değiştirir?
Zenginlik, tarihin her döneminde insanlar için bir güç, prestij ve konfor simgesi olmuştur.
Zenginlik, tarihin her döneminde insanlar için bir güç, prestij ve konfor simgesi olmuştur. Ancak bazı insanlar için para sadece maddi refah değil aynı zamanda kişiliğin ve karakterin değişime uğradığı bir dönüm noktasıdır. Özellikle sonradan zengin olan, eskiden mütevazı bir hayat süren ama para kazandıkça kibirle tanışan kişilerin nasıl zıvanadan çıktığına sık sık şahit oluyoruz.
Bu kişilerin ortak özelliği paranın onlara kattığı maddi gücün sanki her şeyi bildiklerine, herkesten üstün olduklarına dair yanlış bir güven duygusu vermesidir. Zengin olmanın insanı daha ukala, kibirli ve hatta saygısız yapma riski kişilik zayıflığının ve doğru ahlaki temellerin eksikliğinden kaynaklanır.
Para ve kibir: Tehlikeli bir ikili
Sonradan zengin olanların bir kısmı geçmişin yokluğunu ve zorluklarını çabucak unutur. O eski mütevazı ve samimi halleri yerini kibirli, herkesi küçümseyen bir tavra bırakır. Bu değişimin kökeninde paranın onlara bir tür dokunulmazlık duygusu verdiğine inanmaları yatar. Eskiden beraber çalıştıkları, aynı ortamda büyüdükleri insanlara yukarıdan bakmaya başlarlar. Paranın gücüyle kendilerini farklı bir seviyede daha değerli görmeye eğilimlidirler.
Bu kişiler paranın sadece bir araç olduğunu, insanın karakterini değiştirmemesi gerektiğini anlamazlar. Oysa gerçek zenginlik sadece maddi varlıklarla değil, insanın sahip olduğu erdemlerle ölçülür. Paranın getirdiği kibir eninde sonunda toplumsal ilişkilerini zedeler, onları yalnızlığa sürükler. Kibirle kurulan dostluklar aslında birer çıkar ilişkisi olmaktan öteye gidemez. Çünkü kimse sürekli küçümsendiği, hor görüldüğü bir ilişkide kalmak istemez.
Eski hayat unutulur, zıvanadan çıkılır
Bir zamanlar halkın içinden gelen bu insanlar zenginleştikçe kendi geçmişlerini de unuturlar. Sanki hiçbir zaman yokluk çekmemiş, zorluklarla mücadele etmemiş gibi davranmaya başlarlar. Eski çevrelerinden uzaklaşır, yeni ve “zengin” çevrelerde kendilerine bir yer edinmeye çalışırlar. Ancak bu çaba onları daha derin bir boşluğa iter. Çünkü para, saygınlık getirse de kişilik ve değerlerden yoksun biri için bu saygınlık uzun sürmez.
Zıvanadan çıkan bu kişiler harcamalarını, lüks yaşamlarını ve kibirli tavırlarını abarttıkça toplumda bir tür parodiye dönüşürler. Onları izleyenler bir zamanlar sade bir hayat süren bu insanların paranın esiri olup nasıl “kendilerinden” uzaklaştığını görürler.
Zenginlik bir araçtır, amaç değil
Sonuç olarak para insanları değiştirmemeli, aksine onlara daha fazla sorumluluk yüklemeli. Gerçekten zengin olanlar yalnızca maddi olarak değil, manevi olarak da zenginleşenlerdir. Sonradan zengin olup zıvanadan çıkanlar ise paranın onlara kattığı geçici gücü, kalıcı bir üstünlük sananlardır.
Ancak bu kişiler eninde sonunda yalnız kalmaya, toplumdan soyutlanmaya mahkûmdur. Çünkü hiçbir servet kibirle inşa edilen bir dostluğu ya da saygınlığı sürdüremez.