Dolar 41,8423
Euro 48,9122
Altın 5.666,66
BİST 10.464,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 20°C
Az Bulutlu
Bursa
20°C
Az Bulutlu
Cum 20°C
Cts 20°C
Paz 15°C
Pts 16°C

Yazar; İsa Bingölbali’nin Kaleminden: İhanetten Güçlü Kadınlara Uzanan Edebi Serüven

16 Ekim 2025 11:52
A+
A-

Yazar İsa Bingölbali, çocukluk önyargılarından klasiklerin büyüsüne, oradan kendi romanlarının duygusal derinliklerine uzanan bir yolculukla edebiyat sahnesinde parlıyor.

Monte Kristo Kontu ile başlayan okuma tutkusu, Melike ve Aşkın Gölgesindeki Ölüm gibi eserlerde güçlü kadın kahramanların sessiz direnişine dönüşüyor.

Bu, bir yazarın iç dünyasını satırlara döktüğü samimi bir manifesto.

Kitaplarla İlk Randevu: Meraktan Tutkuya
Bingölbali’nin hikâyesi, kitaplara mesafeli bir çocuklukla başlıyor.

Lise yıllarında ağabeyi Mehmet Sani’nin getirdiği romanlar –özellikle Yaşar Kemal’in İnce Memedi– merak kıvılcımını yakıyor. Ancak asıl dönüm noktası üniversite yıllarında bir kitapçıda rastladığı Alexandre Dumas’nın Monte Kristo Kontu. Edmond Dantès’in ihanet ve intikam dolu macerası, yazarın duygularını ilk kez sayfalarla bütünleştiriyor.

Mercedes’in sadakati ve zarafeti, Bingölbali’yi en derinden etkileyen unsur: “O kitap, önyargılarımı yıktı; başka hayatlara kapı açtı.”

Yazarlıkta En Büyük Sınav: Karakterleri Canlandırmaktadır

İlk romanı Melike’yi yazarken zorluk, karakterleri “insan gibi yaşatmak”ta yatıyor. Geçmiş yükleri, hayalleri ve hüzünleri dokumak, içsel bir sessizlikle mücadele gerektiriyor.

Bingölbali, biriktirdiği binlerce kitabın kahramanlarından ilham alıyor: “Onlar eski dostlar gibi hikâyeme katıldı, kelimelerimi şekillendirdi.” Yazmak, onun için ruhsal bir terapi; her satırda çocukluk, kırgınlıklar ve umutlar yankılanıyor.

Yeni Proje: Anadolu Kadınının Efsanevi Direnişi

Yakın zamanda müjdelediği proje, Anadolu kırsalında başlayan bir kadının destanını anlatıyor. 15 yaşında “eşi vefat etmiş biriyle” evlendirilen, 11 çocuk doğuran, kocası öldükten sonra hem anne hem baba olan bu adsız kahraman, yoksulluğa karşı sabır ve azimle direniyor.

Tencerede dua kaynatan geceler, çocukların diplomalarını gururla izleyen sabahlar… Bingölbali, ismi gizli tutarak ipucu veriyor: “Bu hikâye, unutulmuş duyguları uyandıracak; bir ruhun, bir dönemin yankısı.” Eser, edebiyat ve tarihe “adsız kahraman” olarak geçecek bir sembol vaat ediyor.

Unutulmaz An: Rona’nın Çığlığı ve Kendine Güven

Melike’de en vurucu sahne, Rona’nın doğum sancıları: Karanlık hastane koridorları, çaresiz bekleyiş, ruhu titreten bir ızdırap. Bingölbali yazarken ağlıyor, “parmaklarım değil, ruhum titriyordu.”

Kendine güveni, risk alma cesaretinden geliyor: “Korksam da yürürüm; hatalarımla yüzleşirim.” Çevresindeki başarılar onu motive ediyor; yazmak, varoluşun ta kendisi.

İlhamın Gizemli Dansı

İlham, filmlerden, rüyalardan veya eski anılardan fırlıyor. Geldiğinde dünya siliniyor; yazar, karakterlerin gözünden yaşıyor, gözyaşlarıyla kaleme döküyor. “Roman yazmak, kalbinle yaşamak; iç dünyaya açılan kapı.”

Yayıncılık Macerası: MST ile Güven Yeniden

Melike’yi bitirince yayınevleri araştıran Bingölbali, ilk geri dönüşlerde emeğinin yüzeysel görüldüğünü fark ediyor. MST Yayıncılık’ın editörü Kenan, kitabı derinlemesine okuyup önerilerde bulununca güven doğuyor.

Anlaşma adil, ama ilk baskıda punto sorunu yaşanıyor – sonraki baskılarda düzeltiliyor. “Kırgınlıklar beni büyüttü; daha çok hikâyem var.”
İmza Günleri: Bursa’da Duygusal Zirve
İlk imza, Bursa’daki BKM Kitap Mağazası’nda: Binlerce kitabın arasında, okurların heyecanıyla dolu bir rüya. Aile gururu tamam, ama anne-babanın yokluğu sızı bırakıyor. “Onlar olsaydı ne gururlanırlar…” Her imza, sevgi ve sadakatle güçlendiriyor; yazarlık, kalbin okuyucularla buluştuğu an.

Bingölbali’nin yolculuğu, edebiyatın dönüştürücü gücünü kanıtlıyor: İhanet öykülerinden direniş destanlarına, kelimeler yürekleri sarıyor. Yeni eserler, onun kaleminden daha nice ilham bekliyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.