Akıllı şehirler mi akıllı halk mı?
Küresel nüfusun yüzde 70’i 2050’de kentlerde yaşayacak. Ne yiyip ne içecek, enerjisini nasıl sağlayacak, kendi sakinleri artan çatışma ve toplumsal şiddetten nasıl korunacak. Tüm bunların cevabı “akıllı, aklı başında kentlerden” geçiyor. Nesnelerin interneti IOT ile kentler akıllanıyor, kamu güvenliği mukavemet kazanıyor.
Dünyanın en akıllı şehirleri
Singapur, Helsinki, Zürih Singapur Teknoloji ve Tasarım Üniversitesi uzmanları tarafından hazırlanan bir rapora göre dünyanın en akıllı şehirleri seçildi. Şehirlerin ekonomik ve teknolojik verileri yanında kent sakinlerinin de kentli olma algısı o şehrin akıllılık düzeyini belirliyor.
Akıllı millet akıllı kentler
Singapur’da “Akıllı millet” sistemiyle toplu taşımda çığır açıldı, yaşlıların sağlık sistemine baskılarını azaltmak için dijital sağlık altyapısı tasarlandı. Tengah denen orman şehrinde 42 bin ev inşa edildi içerisinde sadece bisiklet kullanılabiliyor.
Helsinki, 2035’e kadar karbon nötr olma hedefi koydu, 2017’de yüzde 27 düşürmeyi başardı. Amacı tüm şehir hatlarını elektrikle çalıştırmak. Isınma sera gazı emisyonlarının yarısına neden oluyor, binaların enerji verimliliğini yüzde 80 artıracak modeller üzerinde çalışılıyor. Zürih büyün sokak lambalarını yüzde 70 enerji tasarruflu modele geçirdi. Lambalar aynı zamanda, veri topluyor, trafik akışını ölçüyor ve halka açık bir WİFİ görevi görüyor. Şehrin ısıtma, soğutma, elektrik ağları birbirine bağlanarak kentin akıl düzeyini artırıyor.
Bitki bazlı beslenme savunucuları iklim davalarına hazırlanıyor
İklimle mücadelede lobiler çarpışıyor. Bitki bazlı beslenmeciler iklim felaketini yavaşlattığını iddia etseler de hayvancılık başka şeyler söylüyor. New York İklim Haftasında yayınlanan bir rapora göre; “aynı miktarda sığır proteini elde etmek için bitkisel üretim için gereken alandan 100 kat daha fazla arazi gerekiyor. İklim Haftasında onarıcı tarımla ilgili etkinlikler “yenileme evinde” yayınlanan rapora göre; bitki açısından zengin bir beslenme için tarımsal altyapıya ayrılacak 1 milyar dolarlık yatırım, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan 5 metrik tonluk, elektrikli araçlardan sağlanacak 7 metrik tonluk bir karbon azaltıma kıyasla yılda 28 metrik ton karbondioksit azaltımı sağlanabilir.
Bitki bazlı tarıma yatırım yaparak elektrikli araçlardan daha çok emisyon düşürülebilir
Benzer şekilde 1,5 derecelik hedefe ulaşabilmek için temiz enerji yatırımlarına 1,3 trilyon dolar, veya elektrikli araçlara 185 milyar dolar harcamaktansa bitki bazlı tarım gıda ekosistemine 160 milyar dolar yatırım yapılarak eşdeğer fayda sağlanabilir. Uzmanlara göre iklim felaketinden korunmanın en hızlı ve kolay yolu tarım gıda ekosistemini yenilemek. Gezegenin ısısını düşürmek, su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltmak, mera alanlarını boşa çıkmasını sağlanmak için yapılacak şey çok basit hayvancılığı azaltmak, bitkisel üretimi artırmak, biyoteknoloji ile alternatif gıdalar geliştirmek. Mevcut üretim ve tüketim korunursa 2050’de sadece 3,5 milyar insan beslenebilir.
Ezcümle, kentlere, tarım makinalarına, evlere ve hatta çocuklara akıllı olmaları için komutlar veriyor, teknolojiler geliştiriyoruz. Alt alta üstü üste ve hatta yan yana toplayınca hala daha “akıllı milletle”/ülkeler/uluslar” yaratamıyoruz. Ulusal menfaatlerini önceleyen, bilimi ortak paydası yapan, etik, duyarlı sürdürülebilir bir ülke için önce insan aklına vicdan/muhakeme ve değerler eğitimi vermek gerekiyor. Belki o zaman akıllı kentlerde yaşayan akıllı bir toplum oluruz.