Dolar 36,4339
Euro 38,1549
Altın 3.441,38
BİST 9.602,16
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 3°C
Az Bulutlu
Bursa
3°C
Az Bulutlu
Paz 4°C
Pts 6°C
Sal 8°C
Çar 11°C

Bağlanma Korkusu: Bilinçaltımızın Oyunları

12 Şubat 2025 14:12

İnsan doğası gereği bağ kurmaya ihtiyaç duyar.

İnsan doğası gereği bağ kurmaya ihtiyaç duyar. Ancak bazıları için ilişkiler güvenli bir limanken, bazıları için kaygı, korku ve kaçışın tetikleyicisidir. Peki, neden? Kaygılı ve kaçıngan bağlanma stillerinin bilinçaltındaki kökenleri nelerdir?

Bağlanma Stillerinin Kökeni: İlk Kodlamalar

Bağlanma stilleri, erken çocukluk döneminde şekillenir. John Bowlby ve Mary Ainsworth’un bağlanma kuramına göre, bebekler dünyayı anlamlandırırken bakım verenleri referans alır. Güvenli bağlanan bir çocuk, ebeveynin yanında olduğu sürece kendini güvende hisseder ve keşfetmeye açıktır. Ancak kaygılı ve kaçıngan bağlanan bireyler için durum daha karmaşıktır.

Kaygılı Bağlanma: Sevgi Bir Gün Gider

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireylerin bilinçaltında temel bir korku vardır: “Yeterince sevilmezsem, terk edilirim.”
Bunun temelinde genellikle tutarsız ebeveynlik deneyimleri yatar. Bir gün sıcak ve ilgili olan bir ebeveyn, başka bir gün soğuk ve mesafeli olabilir. Çocuk, bu belirsizlik içinde ebeveynin sevgisini kazanmak için ekstra bir çaba harcamaya başlar. Bilinçaltında şu inançlar kök salar:
“Sevgi kazanılmalıdır.”
“Bağ kurduğum insanlar beni terk edebilir.”
“Yeterince iyi olursam, sevilirim.”
Bu inançlarla büyüyen bireyler, yetişkinliklerinde ilişkilerde bağımlı hale gelir, sürekli güvence arar ve en küçük mesafeyi bile terk edilme sinyali olarak yorumlar. Ancak bilinçaltı burada bir ironi yaratır: Kaygılı bağlanan bireyler, partnerlerine sürekli “Beni bırakmayacaksın değil mi?” sorularını yönelterek, aslında karşı tarafı bunalttıklarını ve tam da korktukları şeyi, “terk edilmeyi” yaşadıklarını fark etmezler.

Kaçıngan Bağlanma: Yakınlık Tehlikelidir

Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylerin bilinçaltında ise tam tersi bir tema vardır: “Yakınlık tehlikelidir, bağımsız kalmalıyım.”
Bu bireyler genellikle duygusal olarak mesafeli ebeveynler tarafından büyütülmüştür. Çocuk, ihtiyaç duyduğu anda sıcaklık görememiş, duygularıyla kabul edilmemiştir. “Ağlama, güçlü olmalısın.” veya “Kendi başına halletmelisin.” gibi mesajlarla büyüyen bireylerin bilinçaltında şu inançlar şekillenir:
“Zayıflık kabul edilemez.”
“Bağ kurarsam, incinirim.”
“Sevgi kontrol kaybına yol açar.”
Bu bilinçaltı kodlamalar, yetişkinlikte duygusal mesafenin korunmasıyla kendini gösterir. Kaçıngan bireyler, ilişkilerde fazla yakınlık hissettiklerinde uzaklaşır ve hatta sabotaj mekanizmaları devreye girer. Ancak burada da bilinçaltı ironik bir oyun oynar: Kaçıngan bağlanan bireyler, özgürlüklerini korumak adına duygusal mesafeyi tercih ettikçe, aslında en büyük korkuları olan yalnızlığı kendileri yaratırlar.

Bilinçaltı Yansımaları ve Döngüler

Bağlanma stilleri yalnızca romantik ilişkilerde değil, iş ve sosyal hayatta da kendini gösterir.
Kaygılı bağlanan bireyler, iş hayatında sürekli onay arar, eleştiriden fazlasıyla etkilenir.
Kaçıngan bağlanan bireyler, arkadaşlık ilişkilerinde bile derin bağlar kurmaktan kaçınabilir.
Bilinçaltı, geçmiş deneyimleri bugüne taşır ve benzer hikayeleri tekrar ettirir. Kaygılı birey, kaçınan biriyle ilişkiye girerek “Beni terk edecek mi?” kaygısını yaşarken, kaçıngan birey de fazla talepkar biriyle olup “Bu ilişki bana fazla geliyor.” hissini yaşar. Ve böylece bir döngü başlar.

Profesyonel Destek Önemli

Bağlanma korkuları, bilinçaltının geçmişe dair oluşturduğu yanılsamalarla kendini gösterir. Bu döngüleri fark etmek, geçmiş deneyimlerin bugünü nasıl şekillendirdiğini anlamak ve sağlıklı ilişkiler kurmak için profesyonel bir destek almak oldukça önemlidir.
Bağlanma stilinizi anlamak ve bilinçaltı kalıplarınızı keşfetmek için bir uzmandan destek almak, farkındalık kazanmada ve bilinçaltının tekrar eden döngülerini kırmada etkili bir adımdır.

Bağlanma stillerimiz, yalnızca ilişkilerde nasıl davrandığımızı belirlemekle kalmaz, aynı zamanda hayata, kendimize ve başkalarına nasıl baktığımızı da şekillendirir. Bir bireyin bağlanma stili, yalnızca romantik ilişkilerde değil, dostluklarında, iş ortamında ve hatta ebeveynlik tarzında bile belirleyici rol oynar. Bu yüzden, bağlanma korkularının kaynağını anlamak ve bilinçaltındaki döngüleri fark etmek, sadece ilişkileri değil, genel yaşam kalitesini de dönüştürebilir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.