Motosiklet ve Özgürlük
İnsan motosiklete bindiğinde kendini neden özgür hisseder? Arabada olmayıp motosiklette olan şey nedir? Nefesi sıkışan, kalbi daralan bir insan neden motosiklette ferahlar? Bu motorla mı ilgili yoksa bizim zihnimizle mi?
İlk olarak insan neden sıkışmış hisseder onu bilmek gerekir. İnsan çevresinden, insanlardan, anlaşılmamaktan, kabul görmemekten, hayalleri ile gerçekler arasındaki uçurumdan dolayı sıkışır. Bu sıkışma ilk olarak göğüste başlar. Sonra kalbe, boyna, gözlere, dudaklara ilerler. Derin nefes alma çabaları başlar. Ama nafile. İhtiyaç nefes değildir o anda. Daha derinlerde bastırılmış daha büyük ihtiyaçlar vardır. O kadar derine itilmiştir ki oraya ulaşmak ve onlara dokunmak her geçen an daha da zorlaşır.
Zihin bir bataklık gibidir. Kaçmak için çabalamak daha fazla batmaya sebep olur. Hareketsiz durmak da yavaş yavaş batırır kişiyi. Asıl kurtuluş sağlam bir dal parçasındadır. Sağlam kökleri olan bir dal. O dalı bulamayan insan kaçmak için çabalar. Bu kaçış düşünsel olarak farklı alanlara odaklanmak, fiziksel olarak hareket etmektir. İşte motosikletin verdiği şey de budur. O sıkışma anında ekipmanları giyip, motosikleti çalıştırıp, bulunduğun yer, düşünce, duygudan gazlayarak uzaklaşmak. Uzaklaşırken hava hızla çarpar bedenine. Sen havayı yararak ilerlersin. Havanın vücudunda yarattığı baskı zihninin yarattığı baskıyı unutturur sana bir anlığına. Tekrar nefes almaya başlarsın sonunda. Kurtuldum sanırsın o düşüncelerden. Sadece daha derine itmişsindir. Anlık rahatlamayla tatmin olmuşsundur. Kendine gelmişsindir ya da uzaklaşmışsındır. Ta ki bir sonraki batışa kadar. O zamana kadar özgürsündür.
Ne dersiniz?