Dolar 34,2592
Euro 37,6364
Altın 2.916,34
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 27°C
Parçalı Bulutlu
Bursa
27°C
Parçalı Bulutlu
Sal 28°C
Çar 27°C
Per 28°C
Cum 25°C

Hayvancılık şirketleri borsaya girmemeli

30 Eylül 2024 18:00

Tarım gıda ekosistemi küresel sera gazı emisyonlarının yarısını büyükbaş hayvancılık oluşturuyor.

Dünyanın en büyük et üreticisi JBS’nin New York Borsası’nda işlem görmeye başlamasıyla endişelenen aktivist gruplar “borsada işlem gören şirketlerin daha büyük sermayelere kolayca erişebileceğini, faaliyetlerini artırarak sera gazı emisyonlarının artacağını” iddia ediyorlar. Öneri New York’taki İklim Haftası öncesinde geldi. Feedback Global uzmanlarından Martin Bowman’a göre; “endüstriyel hayvancılık şirketlerinin yaptıkları gezegenimizin güvenli geleceğiyle bağdaşmıyor. Bu nedenle onların kredi muslukları kapatılmalı, büyümeleri engellenmeli.” Tarım gıda ekosistemi küresel sera gazı emisyonlarının yarısını büyükbaş hayvancılık oluşturuyor. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre 1,5 derecelik sıcaklık hedefini yakalamak için 2036’ya kadar büyükbaş hayvan sayısı yüzde 61 düşürülmeli. Avrupa Birliği geçtiğimiz yıl tarımda radikal düzenlemeler için kolları sıvamış, çiftçi eylemleri yüzünden geri adım atmıştı. Çiftçilerin hayvan sayısını azaltmaları, çiftliklerinin yüzde 4’ünde tarımsal üretim yapmamak gibi düzenlemeler tepki çekince ülkeler geri adım atarak, kimilerine göre tarım lobilerinin kimilerine göre çiftçi lobilerinin isteklerine boyun eğmişlerdi. Gelinen noktada İklim felaketi nedeniyle her türden tarımsal faaliyetleri yapmak zorlaşırken maliyeteler de artıyor.

Tarım COP29’un ana sahnesinde

COP29 Başkanı Mukhtar Babayev, fosil yakıtların aşamalı kaldırılması yerine metan gazı emisyonlarının azaltılmasına vurgu yapan öncelikler listesi nedeniyle eleştirilirken bu yıl ilk defa başlatılan “Bakü Harmoniya Çiftçiler İklim Girişimi” ile puan toplamaya çalışıyor. Tarım artık Paris Anlaşması’nın temel unsuru haline geldi. “Bakü Harmoniya Çiftçiler İklim Girişimi” ile birlikte zirvenin tarihinde ilk defa bir başlık ikinci kez özel bir oturumla ele alınacak. Organik atıklardan metanı azaltmaya yönelik bildirge yayınlanacak. Babayev paydaşlara yazdığı mektupta; “iklim felaketi kaynaklı zorluklar, Azerbaycan’ın bildiği bir zorluktur, iş gücümüzün büyük bir kısmı tarımda istihdam ediliyor, su kıtlığı, çölleşme ve iklim değişikliğiyle daha da kötüleşen toprak bozulması, mahsul verimini azaltma ve ekonomik kalkınmayı etkileme tehdidi oluşturuyor. Yaşamlarımızı ve geçim kaynaklarımızı doğrudan etkileyen aşırı sıcaklıklar, su kıtlığı ve Hazar Denizi’ndeki su seviyelerinin düşmesi gibi sorunlarla karşı karşıyayız ” ifadelerine yer verdi.

Yarasaların ölümü bebek ölümleriyle ilgisi

Science dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, ABD’nın Kuzeydoğu ve Orta Batı bölgelerindeki yarasa popülasyonunu azaltan beyaz burun sendromunun yayılması binden fazla bebeğin ölümüyle ilgili. Çevre Ekonomisti Eyal Frank, “yarasalar, doğal pestisit olarak toplumu koruyor, onların azalması insanların hasta olmalarına neden olur” diyor. Denklem aslında çok basit, böceklerle beslenen yarasaların sayısında azalma olursa çiftçiler ekinlerini böceklerden korumak için daha fazla pestisit kullanır. Bu da özellikle bebeklerin pestisit kaynaklı hastalanmalarına neden olur. Bilim insanları, yarasaların kış uykusuna yattığı mağaraların küçük memelilerin cesetleriyle dolu olduğunu keşfetti. Yarasalar kış uykusundayken kendilerini rahatsız eden beyaz burunları yediği, eğer uyanırlarsa da kritik enerji depolarını yakıp onların da açlıktan öldükleri ortaya çıktı. Ortalama bir beyaz burun kolonisi devasa bir yarasa sürüsünü yok edebilir. Yarasa enfeksiyonunun olduğu bölgelerde böcek ilacı kullanımının yüzde 31 arttığı, aynı bölgede bebek ölümlerinde de yüzde 8’lik bir artış olduğu ortaya çıktı. 2006 ile 2017 yılları arasında 245 ABD kasabasında 1334 bebek ölümünün nedeninin yarasaların ölmesi olduğu ortaya çıktı. Ölümlere ek olarak söz konusu bölgede çiftçilerin ürün kayıpları nedeniyle 27 milyar dolarlık mali kayıp yaşandı.

Bedeni soğutan cihazlar

Gittikçe daha ısınan dünyada klimalar sera gazı emisyonlarının önemli bir bölümüne neden oluyor. Çinli bilim insanları vücut ısısını emerek cilt sıcaklığını 7 derece düşüren bir soğutma cihazı geliştirdi. Cell Reports Degisinde yayınlanan makaleye göre, binaları soğutmak yerine insanları soğutarak klima kullanımı yüzde 50 düşürülebilir.

İthal marulun karbon ayak izi yerel maruldan daha düşük

Bilim çalıştıkça şehir efsanelerinin yanlışlığı kanıtlanıyor. Ulaşım maliyetleri, gübreler, arazi kiraları gibi girdilerin yanında çok düşük. Janssen’in bir araştırmasına göre 2018 yılında AB beslenmesinde yumurta, süt ve et ürünlerinin beslenme emisyonlarına katkısı yüzde 83 iken, uluslararası taşımacılığın etkisi yüzde 6 düzeyinde. Dünya nüfusunun yüzde 16’sı uluslararası taşımacılıkla sağlanan ürünlerle besleniyor. Science Direct’te yayınlanan bir makaleye göre yetiştirilirken kullanılan enerji türü gibi pek çok başlığa göre değişmekle beraber Akdeniz ülkelerinden gelen marulun karbon ayak izi İngiltere’de yetiştirilen maruldan daha düşük. Bilimin yeni sloganı “yerel seyahat et küresel ye.”

İnsanlar iklim konusunda fikir birliğini küçümsüyor

Küresel çapta yapılan yeni bir araştırmaya göre, iklim değişikliği hakkında çoğulcu bir fikir birliği insanların iklim inançlarını güçlendirebilir. İklim bilimcilerin yüzde 97’si iklim felaketinin suçlusunun insan faaliyetleri olduğu konusunda hemfikir. Amsterdam Üniversitesi bilim insanları tarafından yapılan bir çalışmaya göre; 6 kıta 27 ülkede 10.500’den fazla kişiye çevrimiçi uygulandı. Katılımcılardan iklim değişikliğine insanların neden olduğunu savunan bilim insanlarının oranını tahmin etmeleri istendi. Çalışmanın ikinci aşamasında bireylere iklim bilimcilerin yüzde 97’si iklim felaketinin suçlusunun insan faaliyetleri olduğu konusunda hemfikir oldukları söylendi ve bazı sorular tekrarlandı. Nature Humna Behaviour dergisinde yayınlanan makaleye göre bilim insanlarının iklim değişikliği hakkındaki fikir birliğinin insanların düşüncelerini büyük ölçüde etkilediği ortaya çıktı. Bilimsel fikir birliği insanların o konuya inanmalarını sağladı ve endişelerini artırdı. Çalışma sonucuna göre iklim iletişimi konusunda yapılacak çalışmalarda bilimsel fikir birliğinin kullanılması gerektiği ortaya konuldu.

Velhasıl; tarım hayatın merkezine çoktan oturdu. Yediklerimiz kadar yemediklerimiz, giydiklerimiz, gittiklerimiz ve hatta kaldıklarımız üstüne kafa yormaya değer görmediklerimiz her birinin başında sonunda mutlaka bir yerinde tarımla ilgili bir bilim veya karar var. Bizler kendi bölgemizde Deveci armudu, kara incir, Bursa kestanesi gibi yerel konularla hayata tutunurken iklim felaketi en zor yerden soru ve sorunlarla yaşamı zorlaştırmaya devam ediyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.