Dolar 34,2592
Euro 37,6364
Altın 2.916,34
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
26°C
Hafif Yağmurlu
Pts 27°C
Sal 28°C
Çar 27°C
Per 27°C

Siyasiler kendi çıkarları için ittifak kurarken, halkın çaresizliğine ise sessizler

27 Eylül 2024 14:53

Eğitimde ve sağlıkta yapısal reformların yapılması gerektiği ortadayken, bu konular için aynı siyasi irade bir türlü sergilenmiyor.

Bu köşe yazımda halkın menfaatlerinin nasıl göz ardı edildiğini ve buna karşın bireysel çıkarların nasıl ön planda tutulduğunu vurgulamak istedim.

Toplumda pek çok insan, kamusal çıkarlar söz konusu olduğunda bir araya gelmekte zorlanırken, söz konusu kendi menfaatleri olduğunda siyasi ve sermaye çevrelerinin hızla birlik olup hareket ettiklerini görüyoruz.

Siyasette, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ittifak kurup milletvekili maaşlarına zam yapılması bir çırpıda onaylanırken, halkın temel sorunları çoğu zaman göz ardı ediliyor.

Eğitimde ve sağlıkta yapısal reformların yapılması gerektiği ortadayken, bu konular için aynı siyasi irade bir türlü sergilenmiyor.

Fakirler, toplumun bel kemiğini oluşturan geniş kitleler, bu adaletsizliklerin bedelini ödemeye devam ederken sermaye çevreleri ise kur korumalı mevduat gibi düzenlemelerle devlete yük getirirken, hazinenin bu yükü kaldırma kapasitesi ise sorgulanmadan, halkın vergileriyle zenginlere akıtılan kaynaklar hız kesmeden devam ediyor.

Eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda birlik sağlanması gerektiğinde, nedense aynı kararlılığı göremiyoruz.

Birkaç akademisyenin imzaladığı bildiriler dışında ses çıkmıyor. Ama kendi bireysel çıkarları söz konusu olduğunda ise sermaye ve siyaset bir araya gelmekte gecikmiyor. Bu, halkın sesinin giderek daha fazla bastırıldığı, toplumsal dayanışmanın ise zayıflatıldığı bir sistemin göstergesidir.

Bu durumda sormak gerek; Fakirlerin ne günahı var? Onlar, bu haksız düzenin bedelini ödemeye devam mı edecekler? Bu düzenin değişmesi, ancak halkın menfaatleri için gerçek bir birlik sağlandığında mümkün olacaktır.

Toplumun farklı kesimleri, eğitimde ve sağlıkta toplanıp bildiriler imzalasa da bu çabalar, somut çözümlerle desteklenmediği sürece ne yazık ki yeterli olmayacaktır. Asıl önemli olan, her alanda toplumsal faydayı gözeten politikaların geliştirilmesi ve bu politikalar için güçlü bir birliktelik sergilenmesidir.

Kendi halkının haykırışlarını duymayanlar, göz ardı edilmesini göze alan siyasiler seçim günü geldiğinde sandıkta bedelini ağır öder son seçimde olduğu gibi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.