3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günümüz
Bugün, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, gazeteciliğin demokrasinin teminatı olduğunu bir kez daha yüksek sesle haykırmak istiyorum.
Gerçeğin Peşinde Bir Kutlama
Fikirlerin özgürce ifade edilmesi, insan olmanın en temel haklarından biridir ve bu hakkı koruyan gazeteciler, toplumun vicdanı, sesi, gözü ve kulağıdır. Bu özel günde, gazeteciliğin etik kurallarına sadık kalarak gerçeğin peşinde koşan tüm basın camiasını yürekten kutluyorum. Onlar, kalemlerini satmadan, doğruyu savunarak, demokrasinin nefes almasını sağlayan kahramanlardır.
Gazetecilik, Şeffaflığın ve Hesap Verebilirliğin Bekçisi
Gazetecilik, yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda bir misyondur. Toplumun bilgiye erişim hakkını koruyan bu meslek, şeffaflığı ve hesap verebilirliği mümkün kılar. “Hakikat, karanlıkta bırakılmak için değil, gün ışığına çıkarılmak içindir,” deriz ya; işte gazeteciler, bu ışığı tutanlardır. Ancak bu misyonun layıkıyla yerine getirilebilmesi için basın özgürlüğünün tam anlamıyla sağlanması şarttır. Baskıdan, korkudan ve sansürden uzak bir ortamda çalışabilmeleri, gazetecilerin en doğal hakkıdır. Bu hak, aynı zamanda hepimizin hakkıdır; çünkü bilgiye erişim, demokratik bir toplumun temel taşıdır.
Adil Yargılanma ve Özgürlük Mücadelesi
Adil yargılanma hakkının ivedilikle sağlanmasını temenni ediyorum. Gazeteciler, yazdıkları haberler ya da savundukları fikirler nedeniyle baskıya maruz kaldığında, bu yalnızca onların değil, tüm toplumun kaybıdır. Basın özgürlüğünün önündeki engeller, zincirlerle örülmüş bir duvar gibidir; bu duvarı yıkmak için kararlılıkla mücadele etmek zorundayız. “Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür,” demişler; basın özgürlüğü de, gazetecilerin en temel haklarının korunduğu ölçüde güçlüdür. Bu mücadele, gerçeğin yanında durarak yalan haberlere karşı bir kalkan oluşturmakla başlar. Çünkü yalan, hakikatin en büyük düşmanıdır.
Gerçeğin Yanında, Yalanın Karşısındayız
“Gerçeğin yanında yalan haberlerin karşısında durmak,” gazeteciliğin temel sorumluluklarından biridir. Günümüzde, bilgi kirliliği ve manipülasyon her zamankinden daha yaygın. Bu kaosun içinde gazetecilere düşen, pusula gibi doğruyu göstermektir. “Kalem kılıçtan keskindir,” derler, ama bu kalemin mürekkebi hakikat olmalıdır. Yalan haberler, toplumu zehirleyen bir rüzgâr gibidir; gazeteciler ise bu rüzgâra karşı dikilen ulu çınarlardır. Onların özgürce ve güvenli bir şekilde çalışabilmeleri için gerekli koşulları sağlamak, hepimizin ortak görevidir.
Basın Özgürlüğü: Demokratik Toplumun Kalbi Basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi, demokratik bir toplumun inşasında kritik bir rol oynar. “Özgürlük, bir kuşun kanat çırpması gibidir; engellenirse uçamaz,” diye düşünürüm hep. Gazeteciler, toplumun sesi ve vicdanı olarak, gerçekleri ortaya çıkarmak ve kamuoyunu bilgilendirmek gibi ulvi bir görev üstlenirler. Bu görevin hakkını verebilmeleri için her türlü baskıdan uzak olmaları gerekir.
Bir toplumun özgürlüğü, gazetecilerinin özgürlüğüyle ölçülür.
Sonsözüm, Gazetecilere Bir Teşekkür Son olarak, tüm gazetecilerin Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü bir kez daha kutluyorum. Gerçeğin peşinde koşan, etik değerlere bağlı kalan gazeteciler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. “Hakikat için yazan kalemler asla susmasın,” diyorum ve basın özgürlüğünün güçlenmesi için verdiğimiz mücadeleye devam edeceğimizi temenni ediyorum.
Onların haklarını korumak ve desteklemek, sadece bir görev değil, aynı zamanda bir onurdur. Çünkü gazeteciler, karanlığa karşı ışığı tutanlardır; bizler de bu ışığın sönmemesi için yanlarında durmalıyız. Bugün, 3 Mayıs’ta, kalemlerin özgürce yazdığı, hakikatin korkusuzca dillendirildiği bir dünya dileğiyle…