PAPA’NIN AYRILIRKEN BIRAKTIĞI MESAJ VE ERDOĞAN’IN SESSİZ AMA DERİN HESABI

Bu cümle, diplomasi tarihinde belki bir paragraf bile etmeyecekmiş gibi görünür ama bugün dünyanın gidişatına tutulmuş bir projektör kadar parlak bir anlam taşıyor. Çünkü bu sözü söyleyen herhangi bir devlet adamı değil; yüzyıllardır milyarlarca insanın vicdanına hitap eden bir makamın temsilcisi…

Bazıları hâlâ soruyor…

“Erdoğan Papa’ya niye ilahi dinletti?”
Oysa cevap, fotoğrafın arka planında saklı değil; kelimelerin altındaki sessiz mesajlarda saklıydı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bazen öyle hamleler yapıyor ki, anlamak isteyen için bir işaret fişeği, anlamak istemeyen içinse sıradan bir kare gibi görünür. Fakat bugün anlıyoruz ki o ilahi, diplomatik nezaketin ötesinde bir “hatırlatma”, bir “vicdan çağrısı”, bir “dünya kamuoyuna sesli ama kelimesiz mesaj”dı.

Papa’nın havalimanında yaptığı açıklama ise bu mesajın karşılığının nerede yankı bulduğunu gösterdi.
Filistin’i devlet olarak tanımayan ülkelere, “artık bu ayıp yeter” deme cesaretiydi bu.

Bugün Ortadoğu ateş içinde, masumlar göz göre göre can veriyor ve dünya kirli bir sessizliğin arkasına saklanıyorken, Papa’nın ağzından çıkan bu cümle; sadece siyasi bir duruş değil, insanlığın yeniden direnen vicdanıdır.

Peki Türkiye burada nerede duruyor?

Erdoğan’ın yıllardır dile getirdiği, dünya beşten büyüktür çıkışının, Kudüs hassasiyetinin, mazlum milletlere ses olan tutumunun, ne kadar doğru bir çizgide ilerlediğini bugün Papa’nın sözlerinden bir kez daha görüyoruz.
Bazen dünyanın gözü önünde yapılan hamleler değil, sessizce verilen mesajlar büyük sonuçlar doğurur.

Erdoğan’ın aklıyla ilgili yaptığınız o güzel benzetmeyi düşünün…

“Aklının zekâtını verse dünyaya yeter.”

Bu belki bir iltifat, belki bir eleştiriyle karışık bir takdir…

Ama ortada gerçek bir durum var: Türkiye artık yalnızca kendi sahasında oynayan bir ülke değil; küresel vicdanın da, siyasetin de yönünü belirleyen bir aktör.

Papa’nın Türkiye’den ayrılırken bıraktığı mesaj aslında şuydu:
“Dünya Filistin konusunda artık kaçamaz. Bu zulmün karşısında tarafsızlık diye bir şey yok.”

Belki diplomatik masalarda çok konuşulacak bir cümle değildi, ama tarih bazen bir cümlenin gölgesinde yolunu bulur.

Bizim görevimiz de o cümlenin arkasındaki anlamı görmek…

Bugün dünya bir kez daha anladı:
Bu topraklar sadece devlet misafir eden bir ülke değil; Mazlumların sesi, zalimin karşısında dimdik duran bir duruştur.