Sıcaklık Arttıkça Çocukluk Kısalıyor
İklim krizinin bilançosunu genellikle rakamlarla konuşuyoruz, Dereceler yükseliyor, verim düşüyor, sigorta maliyetleri artıyor.
Bazı hasarlar henüz yazılmıyor. New York Üniversitesi’nin yayımladığı yeni bir çalışma, aşırı sıcakların erken çocukluk gelişimini yavaşlattığını gösteriyor. Üstelik bu etki, çocuklar henüz okula bile başlamadan ortaya çıkıyor.
Isı, Öğrenmeyi Yavaşlatıyor
Araştırmaya göre, ortalama maksimum sıcaklıkların 30°C’nin üzerine çıktığı bölgelerde yaşayan 3–4 yaş arası çocuklar, erken okuma-yazma, temel matematik gibi gelişimsel eşiklere ulaşmada, daha serin bölgelerde yaşayan akranlarına göre %5 ila %6,7 oranında geride kalıyor. Bu, bir sınav sonucu değil. Bu, daha okul yolu bile başlamadan yaşanan bir gecikme.
Asıl Darbe Kime Geliyor?
Çalışmanın en çarpıcı tarafı, ısı herkes için zararlı ama en çok yoksullar için yıkıcı. Etkiler özellikle, ekonomik olarak dezavantajlı hanelerde, temiz suya erişimi sınırlı evlerde, yoğun ve düzensiz kentleşmiş bölgelerde çok daha güçlü. Sıcaklık, tek başına bir çevre sorunu değil, eşitsizlik çarpanı.
19 in Çocuğun Anlattığı Hikâye
Araştırma, Gambiya, Gürcistan, Madagaskar, Malavi, Filistin ve Sierra Leone’de yaşayan 19.607 çocuğun verilerine dayanıyor. Bilim insanları, erken Çocukluk Gelişim Endeksi’ni (ECDI), eğitim, beslenme, sağlık ve hijyen verilerini, aylık sıcaklık kayıtlarıyla birlikte analiz etti. Sıcaklık arttıkça, çocukların öğrenme potansiyeli fiziksel olarak törpüleniyor.
Bu Yazı Neden Bir Ekonomi Yazısı?
Çünkü erken çocukluk gelişimi, bir ülkenin, eğitim başarısını, iş gücü niteliğini, sağlık harcamalarını, hatta sosyal barışını belirler. Bugün 3 yaşında öğrenemeyen bir çocuk,
yarın üretkenliği düşük bir yetişkin, öbür gün daha yüksek sosyal maliyet demektir. İklim felaketi artık, sadece karbon, sadece enerji, sadece tarım meselesi değil. İnsan sermayesi meselesi.
En Tehlikeli Hasar Görünmeyen
NYU’dan Jorge Cuartas’ın uyarısı önemli. Erken çocukluk, yaşam boyu öğrenmenin temeli. Bu temelde oluşan bir çatlak, yıllar boyunca büyür, hasar, ani değil, dramatik değil, manşetlik değil, ama kalıcı. Sonuçları yıkıcı. Tıpkı haşlanan kurbağanın yüzyıllar sonra ölmesi gibi.
Velhasıl, iklim krizini sadece buzullar eriyor diye konuşursak eksik kalır. Isınan bir dünyada,
çocukların zihni ne kadar serin kalabiliyor? Çünkü sıcaklık arttıkça yalnızca hava ağırlaşmıyor, gelecek de ağırlaşıyor. İklim borcumuz doğmamış çocukların hesabına karalanıyor.