Dolar 42,2081
Euro 48,8788
Altın 5.430,71
BİST 10.924,53
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 20°C
Yağmurlu
Bursa
20°C
Yağmurlu
Cum 20°C
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 22°C

Yemeklerin Yeni Malzemesi: Veri

8 Kasım 2025 10:00
A+
A-

Bir zamanlar tarımın gücü toprakta, suyun bereketinde ve insan emeğindeydi. Bugün bu üçlüye yeni bir malzeme eklendi, veri. Toprak artık yalnızca buğday değil, bilgi de üretiyor.

Tarlalardan market raflarına, sofralardan sosyal medyaya kadar uzanan yeni bir zincir kuruluyor. Algoritmalarla işleyen bir gıda ekosistemi.
Kim veriyi daha hızlı, daha akıllı kullanacak?

Veri, hem çiftçinin tarlasını hem de gıda devlerinin inovasyon mutfağını dönüştürüyor.
Bir yanda droneların izlediği dijital tarlalar, diğer yanda yapay zekânın yönettiği ürün geliştirme laboratuvarlar. Her iki dünya da aynı soruyla karşı karşıya.

Dijital Tarlalar ve Hızlanan Trendler
FAO verilerine göre dijital tarım uygulamaları 2020-2024 arasında %170 büyüdü. 2025 itibarıyla tarım verisi pazarının değeri 21 milyar doları aştı. ABD’de John Deere ekipmanlarından yılda 20 terabayt veri toplanıyor, bu bilgiler tohum optimizasyonundan iklim riskine kadar her kararı etkiliyor.
Birleşik Krallık’ta yapılan bir deneme, veriye dayalı üretimde su kullanımının %18, gübre tüketiminin %12 azaldığını, verimin %14 arttığını gösterdi.
Veri yalnızca tarlada değil, mutfakta da yeni bir “ürün hammaddesi” haline geldi.
ABD’de gıda şirketleri artık tüketici davranışlarını anlık olarak analiz eden algoritmalarla çalışıyor. Tastewise platformu, TikTok’taki milyonlarca içerikten yeni lezzet dalgalarını öngörüyor. Nestlé, 60 ülkedeki geri bildirimleri analiz ederek “yerel damaklara uygun” formüller geliştiriyor. Unilever, 2025 itibarıyla yapay zekâyı tüm ürün geliştirme süreçlerine entegre etti.

Gıdanın geleceği artık veriyle pişiyor
Türkiye’de de veri tarımına geçiş hız kazandı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Dijital Tarım Stratejisi” kapsamında, 81 ilde istasyonlar kuruluyor. Konya Ovası’nda 4 milyon dekar alan uydudan izleniyor. Toprak nemi, yağış, sıcaklık gibi veriler çiftçilere aktarılıyor.
Bu veriyi okuyabilen, anlamlandıran ve kararına dönüştüren çiftçi sayısı az. 2,8 milyon aktif çiftçinin sadece %7’si dijital karar sistemlerini aktif kullanıyor. Trakya’daki bazı kooperatifler toprak verilerini yapay zekâya yükleyip rotasyon önerileri alıyor. Bu sayede azot kaybı %9 azalmış durumda. Yani potansiyel büyük, ama ölçek hâlâ küçük.

Gıda Endüstrisinde Yeni Baskı, Zaman
Gıda tarafında tablo benzer. Pandemiyle birlikte evde yemek yapma oranı arttı, dışarıda yeme azaldı. ABD’de tüketicilerin %40’ı dışarıda yemek yemeyi azalttı; bu da restoranlardaki yeniliği süpermarket raflarına taşıdı. Raflar artık turşu aromalı cips, sıcak ballı sos, matcha yoğurt gibi geçici trendlerle dolu.

Bugün şeflerin değil, algoritmaların damak zevki belirleyici hale geliyor.
Sosyal medya trendlerinin ömrü sadece 6-8 ay. Campbell’s ve Hain Celestial yöneticilerine göre, her yıl piyasaya çıkan 30.000 yeni ürünün %95’i başarısız oluyor. Artık mesele “yeni ürün çıkarmak” değil, doğru riske yatırım yapmak.

Yapay Zekâ, Tohumdan Tarife
Kellanova (Pringles, Rice Krispies Treats) ve Ingredion gibi devler Ar-Ge’den tedarik zincirine kadar yapay zekâyı kullanıyor. RegAsk gibi platformlar, dünya çapındaki mevzuat değişimlerini izleyerek markaları yasal risklerden koruyor. Tastewise, sosyal medya verilerini analiz ederek bir sonraki viral lezzeti tahmin ediyor. Bu teknoloji, sadece üretimi değil, tüketim kültürünü de yeniden şekillendiriyor.
Türkiye’de Gıda, Verisi Var, Bağı Yok
Türkiye’de market rafları hızla çeşitleniyor. Fermente ürünler (kefir, kombucha) satışları 2024’te %60 arttı. Market zincirleri “şef ürünü” konseptli özel seriler çıkarıyor. Migros’un veri laboratuvarı, Tat Gıda’nın akıllı hatları, Pınar’ın kalite sensörleri bu dönüşümün ilk adımları.

Veri temelli trend yönetimi

ABD’de TikTok’tan gelen verilerle tat trendleri analiz edilirken, Türkiye’de bu bilgi hâlâ platformların elinde. Yemeksepeti, Trendyol Market, Getir gibi aracı platformlar veriyi topluyor ama sektöre açmıyor. Yani veri var, ama bağ yok.
Yeni Güç Dengesi, Veriyle Düşünen Sofralar
Artık hem tarımda hem gıdada rekabet “kim daha çok üretir” sorusunda değil, “kim veriyi daha hızlı okur, doğru anlar ve anlamlı hale getirir” noktasında. Tarladan sofraya uzanan zincir artık bilgiyle örülüyor. Tohumun içindeki gen, tencerenin içindeki tat, marketin rafındaki fiyat hepsi bir veri hikâyesine dönüşüyor.
Velhasıl veri, sadece üretimin değil, geleceğin diplomatik gücünün de yeni malzemesi.
Tarım diplomasisinden gıda inovasyonuna, yapay zekâdan tat trendlerine uzanan bu zincirin sonunda tek bir gerçek var.
Artık ne tarladaki buğday ne de sofradaki yemek

yalnızca emekle açıklanıyor.
Yeni çağın reçetesi açık
“Veriyle düşünen toprak, veriyle pişen mutfak.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.