Sahte diplomalar havada uçuşuyor, Adalet nerede?
Bir ülkenin temeli adalet ve liyakat üzerine kurulmazsa, kaos kaçınılmaz olur.
Bir ülkenin temeli adalet ve liyakat üzerine kurulmazsa, kaos kaçınılmaz olur. Bugün Türkiye’de sadece parası ve gücü olanın önünün açıldığı, hak edenin ise dışlandığı bir düzenle karşı karşıyayız. Usulsüz diplomalar, şaibeli geçişler, sahte akademik unvanlar…
Bir diplomanın bile güvenilir olmadığı bir ülkede, geleceğimiz nasıl güvence altında olabilir?
Bu hikâye sadece bireylerin değil, ülkenin itibarının da çöküşüdür. Bir yanda yıllarca emek vererek üniversite kazanan, derslere giren, sınavları geçen gençler var. Diğer yanda ise kapalı kapılar ardında birkaç imzayla alınan “özel geçişler” ve şaibeli diplomalar.
Adaletin olmadığı yerde hakkaniyet kaybolur, liyakat yok olur, devlet çürür.
Gazetecinin ölümü ve sessizlik
2016 yılında Telat Çabuk adlı gazeteci, Ekrem İmamoğlu’nun diploma sürecindeki usulsüzlüğü gündeme getirdi. Babası Hasan İmamoğlu tarafından tehdit edildiğini belirterek savcılığa başvurdu. Ertesi gün 54 yaşında hayatını kaybetti.
Şaşırdık mı?
Şaşırmadık. Çünkü ülkemizde gerçeğin peşine düşenler ya itibarsızlaştırılıyor ya da erken ölüyor.
Sahi, bu ülkede kaç gazeteci faili “belli” ama “meçhul” ölümlerle susturuldu? Uğur Mumcu, Hrant Dink, Metin Göktepe, Abdi İpekçi… Ve şimdi Telat Çabuk…
Üniversiteler mi, Diplomamatikler mi?
Bundan 50 yıl önce bir üniversitenin kapısından içeri girmek bile büyük bir başarıydı. Diplomanın bir değeri vardı. Ama şimdi ne oldu?
Sahte diplomalar,
Usulsüz geçişler,
Üniversiteyi ticarethane gibi yöneten rektörler,
Akademik hayatı çökerten liyakatsiz atamalar…
Eğitim sistemi çökünce, diploması olan ama bilgisi olmayanlar ülkenin yönetiminde söz sahibi oldu. İşte bugün yaşadığımız ekonomik kriz, adalet sistemindeki çürümüşlük, etik yoksunluğu hep bu liyakatsizliğin sonucudur.
Peki, biz susarsak kim konuşacak?
Liyakatsizlik devleti bitirir,
Devlet, eğer adil değilse çeteye dönüşür.
Eğitim, eğer bilimden koparsa diplomatik bir soyguna dönüşür.
Gazeteciler, eğer korkutulup susturulursa halkın sesi kesilir.
Bugün bu diplomalar havada uçuşuyorsa, yarın yargı kararları, belediye ihaleleri, devlet kadroları da sahte belgelerle el değiştirecek demektir. Belki de çoktan değişti.
Hukukun, gazeteciliğin, akademik etik kurallarının öneminin farkında olmalıyız, Hakikat susmaz, adalet gecikmez ama geciktirilirse toplum çöker