Dolar 35,9414
Euro 37,4426
Altın 3.308,73
BİST 9.628,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 3°C
Kar Yağışlı
Bursa
3°C
Kar Yağışlı
Per 5°C
Cum 6°C
Cts 6°C
Paz 6°C

Kamu malını kendi baba malı sananlara duyurulur!

5 Şubat 2025 11:41

Makam aracındaki vicdan, Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde yaşanan olay, belki de bizim için yalnızca bir haber başlığı olarak geçiştirilecek bir gelişme gibi görünebilir.

Makam aracındaki vicdan, Avustralya’nın Yeni Güney Galler eyaletinde yaşanan olay, belki de bizim için yalnızca bir haber başlığı olarak geçiştirilecek bir gelişme gibi görünebilir. Ancak esas mesele, bir Ulaştırma Bakanı‘nın, makam aracını kişisel işleri için kullanması değil; bir skandalın ardından hesap verebilirlik bilinciyle istifa etmesidir.

Avustralya’da bir Ulaştırma Bakanı, makam aracını özel işine tahsis ettiği için istifa etti. Üstelik yaptığı şey yasalara aykırı bile değildi. Ancak kamuoyunun vicdanı, hukukun gri noktalarından daha güçlü çıktı. Sonuç? Özür yetmedi, istifa geldi.

Peki ya bizde?

Bizde makam araçları, siyasetçilerin ve bürokratların özel hizmetine sunulmuş bir lüks gibi. “Devletin malı deniz” zihniyetiyle, yetim hakkını hoyratça harcayanların ülkesi burası. Devlete ait lüks araçların aile düğünlerinde gelin arabası yapıldığı, özel tatillere gidildiği, kişisel şoförlerin çoluk çocuğun okul servisine dönüştüğü hikâyeleri hepimizin malumu.

446 kilometrelik yolculuk, 13 saat boyunca meşgul edilen resmi araç ve devlete maliyeti 750 dolar… Ve ardından gelen istifa. Avustralya’da bir bakan, yasalar el verse bile ahlaken yanlış bir şey yaptığını kabul ediyor, halkına karşı sorumluluk hissediyor ve özür dilemekle kalmıyor, istifa ediyor.

Peki bizde olsaydı ne olurdu?

“Ne var bunda?” denirdi.
“Bunu herkes yapıyor.” denirdi.
“Bizi çekemiyorlar.” denirdi.
“İtibardan tasarruf olmaz.” denirdi.

Sonuç olarak ne olurdu? Hiçbir şey. O makam aracına binmeye devam edilir, vergilerle ödenen akaryakıt tüketilir, halktan kopuk bir hayat yaşanır, kimse hesap sormaya cesaret edemezdi. Çünkü bizde siyaset, koltuktan güç almak olarak görülür, hesap vermek değil. Bizde bürokrasi, millete hizmet etmek değil, makamın keyfini sürmek için bir araçtır.

Tarih, istifa erdemini gösterenleri de, koltuğa yapışanları da unutmaz

Avustralya’da 750 dolarlık bir harcama kamu vicdanını rahatsız ederken, bizde milyonlar, milyarlar, belki de trilyonlar yağmalanır ama kimsenin sesi çıkmaz.

Aslında mesele yalnızca siyasetçilerin ve bürokratların ahlaki çöküntüsü değil. Onları denetlemesi gereken halkın sessizliğidir. Halk hesap sormadıkça, hakkını aramadıkça, “Bu adam çalıyor ama çalışıyor” anlayışı sürdükçe, o makam araçları şahsi hizmete devam edecektir.

Haksızlık karşısında susanlar, sadece zalimlere değil, geleceğe de ihanet ediyor. Halk hesap sormadıkça, yönetenler kendini dokunulmaz sanmaya devam edecek.

Şimdi soruyorum: Bize 750 dolarlık onur lazım mı, yoksa milyon dolarlık yolsuzluklara göz yummaya devam mı edeceğiz?

Öyleyse soralım: Kim daha gelişmiş bir toplum?
Makam aracını yanlış kullandığı için istifa edenler mi?
Yoksa devletin hazinesini talan ettiği halde yüzü kızarmayanlar mı?

Sorunun cevabı belli. O zaman değişmesi gereken sistem mi, yoksa halkın sessizliği mi?

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.