Suriye ve Filistin insanlığın karanlık imtihanı
Suriye’de, Filistin’de yaşananlar, insanlık tarihinin en acı ve utanç verici sahnelerinden birine tanıklık ediyor.
Suriye’de, Filistin’de yaşananlar, insanlık tarihinin en acı ve utanç verici sahnelerinden birine tanıklık ediyor. Yıllardır süregelen iç savaşın yarattığı yıkım, sadece Suriye halkını değil, aynı zamanda vicdanı olan her bireyi derinden yaralıyor. Bombalar altında yitip giden masum hayatlar, rejimin zulmüne direnen halk ve uluslararası toplumun sessizliği, hepimize ağır bir soru soruyor: “İnsanlık bu kadar mı aciz?”
Esad rejimi, gücünü korumak için halkına kan kusturmaktan geri durmadı. Ancak artık bu baskıcı düzen çöküşün eşiğinde. Humus’a kadar ilerleyen muhalifler, rejimin sonunu getirebilecek adımları atıyor. Fakat ne yazık ki bu çöküş, masum sivillerin omuzlarına yüklenmiş bir bedelle gerçekleşiyor. Bugün Suriye’de, 12-13-15-yaşındaki çocukların bile zorla silah altına alındığını görüyoruz. Çocukların ellerine kitap değil, silah tutuşturuluyor. Bu tablo, insanlık adına bir utanç vesikasıdır.
Dünya ise bu trajediye sessiz. Gözlerimizin önünde, tarih boyunca lanetle anılacak bir soykırım yaşanıyor. Ancak ne Avrupa’dan, ne Amerika’dan, ne de Birleşmiş Milletler’den anlamlı bir ses yükseliyor. Vicdanları kör eden çıkar hesapları, mazlumların çığlıklarını bastırıyor.
Halbuki Esad rejiminin yıkımı, sadece Suriye halkı için değil, dünya barışı için de bir zorunluluktur. Bugün Suriye halkının yanında durmamak, yarın aynı acıların başka coğrafyalarda yaşanmasına göz yummaktır. Zulme sessiz kalanlar, zalimin suçuna ortak olur.
Ne güzel söylemiş Mevlana: “Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.” Bu zor günlerde Suriye halkının yanında durmak, insanlık için bir mum yakmak gibidir. O mum, karanlığı delip geçecek, zulmün sonunu getirecektir.
Suriye’de yaşananlar, sadece bir coğrafyanın değil, tüm insanlığın imtihanıdır. Bu imtihanı geçmek, adaletin ve merhametin yanında durmaktan geçer. Esad rejimi elbet yıkılacak, zulüm elbet son bulacak. Ancak bugün sessiz kalanlar, tarihin mahkemesinde insanlık adına hesap verecek.
Unutmayalım, zulümle abad olanın sonu berbat olur. Bugün Suriye halkının gözyaşını silmeyenler, yarın o gözyaşında boğulabilir.
Dünya, Suriye halkının çığlığını duymalı ve bu kanlı rejime karşı sesini yükseltmelidir. Çünkü mazlumun ahı, arşı titreten bir yankıdır.
Sözlerimizi Hz. Ali’nin hikmet dolu bir sözüyle bitirelim: “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur.”
Rabbim, Suriye halkının yardımcısı olsun ve bizleri de bu zulme karşı sessiz kalanlardan eylemesin.