Orman Yangınlarının Sessiz Çığlıkları
“Hiç orman yangını gören var mı? Yanarken ağaçlar da insanlar gibi çığlık çığlığa ağlarlar…”. Yaşar Kemal
Alevler içinde yok olan ağaçlar, hayvanlar, kuşlar… Sessiz çığlıkları kulaklarımızda yankılanıyor. Canından olan tüm canlılar için derin bir üzüntü içerisindeyiz. Yastayız…
“Yangınları söndürmek değil, yangın çıkmaması için çabalamalıyız.” Doganay Tolunay. Bu söz, bize yalnızca teknik bir uyarı değil, aynı zamanda doğayla barış içinde yaşamanın ne anlama geldiğini hatırlatıyor. Eğer yangınlar çıkmadan önce harekete geçmezsek, her bir ağaç, her bir canlı, her bir nefes gözümüzün önünde eriyip gidecek.
Bu ülkenin her köşesi, ormanlarımız, nehirlerimiz, denizlerimiz, bize bir emanet. Bu emanetin değeri, parayla ölçülemez; ancak vicdanımızla korunabilir. İklim krizi, afetlerin şiddetini artırıyor ve bizler bu kriz karşısında seyirci kalırsak, sadece ağaçları değil, geleceğimizi de kaybedeceğiz.
Son yıllarda yaşanan bu kadar yangına rağmen, hala hızlı çözüm üretemeyen ve yangınları kontrol altına almakta zorlanan bir ülkeyiz. Yazılacak çok şey var, ancak kelimeler bazen yetersiz kalıyor.
Ormanlarımızı korumak için sadece teknik müdahaleler yeterli değil; herkesin, her bir bireyin bu mücadelenin parçası olması gerekiyor. Çünkü ormanlarımız yanarken sessiz kalmak, sadece doğayı değil, insanlığımızı da tüketir.
Ormanlarımızı Korumak, Geleceğimizi Korumaktır.