Beyaz Toroslardan Beyaz Barışa: Kardeşliğin Zaferi

Cumhurbaşkanımızın “beyaz Toroslar” vurgusundan yola çıkarak kardeşlik, birlik ve terörün sona ermesine dair…
Bir dönemin simgesiydi beyaz Toroslar…
Karanlığın, faili meçhullerin, insanların sokaktan alınıp bir daha dönemediği zamanların adıydı. O araçlar bir korkunun, bir sindirme politikasının sembolüydü. O günlerde, sadece adını söylediği için bile insanların tedirgin olduğu bir Türkiye vardı.

Ama bugün, tarih yazıldı.
Cumhurbaşkanımızın cesur ve birleştirici mesajıyla, 47 yıllık bir terör hikâyesi artık son buldu. Bu sadece bir silah bırakma değil, bir anlayışın, bir nefretin, bir kardeş kavgasının bitişidir. Beyaz Torosların gölgesi altındaki korkular yerini beyaz bir barışa, temiz bir geleceğe bırakıyor.
İnsanlar durup dururken terörist olmaz. Adaletsizlik, dışlanma, ötekileştirme ve zulüm ortamı, kimi zaman gençlerin yanlış yollara düşmesine neden oldu. Ama artık millet olarak aynı acıları tekrar yaşamamak için, geçmişin hatalarından ders alma vaktidir.
Bugünden itibaren bir tek kimlik var: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
Bir tek aidiyet var: Bayrağımıza, devletimize, kardeşliğimize sadakat.
Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni… Ne fark eder? Aynı bayrağın gölgesinde, aynı ezanla büyümüş, aynı toprağın çocuğuyuz. Devletine düşman olmayan, bayrağına hürmet eden herkes bu milletin öz evladıdır, kardeşidir.
Hep birlikte güçlü Türkiye’yi inşa edeceğiz. Bu süreç; öfkeyle, kinle değil; adaletle, merhametle, sabırla yürütülmeli. Şimdi fitnecilere, karıştırmak isteyenlere prim vermeden, yürek yüreğe vererek Türkiye’yi barışın, güvenin ve refahın ülkesi yapma zamanıdır.
Çünkü artık silahların değil, sözlerin konuştuğu, beyaz Torosların değil beyaz güvercinlerin uçtuğu bir Türkiye hayal değil, gerçektir.
Kardeşliğimiz daim olsun.
Barışımız kökleşsin, Türkiye’miz büyüsün!