Dünya Ruh Sağlığı Gününde Kritik Uyarı: “Afetlerde İlk Yardımı Ruh Sağlığına Yapmalıyız”
Her yıl 10 Ekim’de ruh sağlığı bilincini artırmak amacıyla dünya genelinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu yıl “Afet ve Acil Durumlarda Ruh Sağlığına Erişim” temasıyla kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla, Psikolojik Danışman Osman İminov ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

İminov, fiziksel sağlığa verilen önceliğin ruhsal iyileşmeyi gölgede bıraktığına dikkat çekerek, ruh sağlığı konularının aile içinde hala bir tabu olmasının temelinde yatan nedenleri açıkladı.
Afet Teması: Travma Riski Göz Ardı Edilemez
İminov, bu yılki temanın önemini vurgularken, afet durumlarında fiziksel sağlığın korunmasının ilk adım olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Afet ve acil durumlarda ilk olarak fiziksel iyi oluş hali ön planda tutulur. Bireyin fiziksel olarak iyi olması, bu durumu tamamen atlattığı anlamına gelmez. Yaşanan olayın bireyde travmaya neden olması yüksek bir olasılıktır. Bu anda ise merkeze almamız gereken durum, bireyin ruh sağlığının değerlendirilmesi olmalıdır. Yani yaşanan bir olayda birey ve toplum olarak hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi oluşu hedefleyerek harekete geçmemiz gerekir.”
Fiziksel Sağlık Önceliği ve Tabu Sessizliği
Toplumda ruh sağlığının fiziksel sağlık kadar önemli olduğu bilincinin henüz yeterince yerleşmediğini belirten İminov, bunun somut olarak görünen bir rahatsızlığı ele almanın daha kolay olmasından kaynaklandığını ifade etti.
Ruh sağlığı konusunun aile içinde bir tabu olarak kalmasının temelinde ise iletişim eksikliği yattığını söyledi. Paylaşım eksikliğine vurgu yapan İminov:
“Duygularımızı paylaşma konusunda fazla korumacı davranıyoruz. Eğer duygularımızı konuşursak zarar göreceğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden önce güvenmeli, sonrasında da duygularımızı dile getirmeliyiz. Aile içerisinde güvenin ve iletişimin inşa edilmesi, ruh sağlığı konusunun da tabu olmaktan çıkarak konuşulabilmesini sağlar.”
Sosyal Medya Dayatması Sorunları Bastırıyor
Günümüzde özellikle sosyal medyada sürekli dayatılan “iyi hissetmelisin” baskısının ruh sağlığını olumsuz etkilediğini dile getiren İminov, bu durumun mevcut sorunları iyileştirmek yerine, bastırıp daha büyük bir yıkıma zemin hazırladığı uyarısında bulundu.
Osman İminov: “Sorunu bastırmak eninde sonunda daha fazla büyüyerek misliyle üstümüze gelmesine zemin hazırlamaktır. Eğer kötü hissediyorsanız bunun kökenini araştırmanız gerekir. Bedeniniz kötü hissederek sizinle iletişime geçiyor. Ona kulak verin, mesajları değerlendirin ve sorunu bulup ruhunuzu rahatlatın.” şeklinde konuştu.
Psikolojik Danışman İminov, genç nesilde artan kaygı bozukluğu ve depresyon oranlarının ise günümüz dünyasının ağır şartlarına, kişisel ve toplumsal beklentilerin yüksekliğine, farkındalığın artmasına ve aynı anda çok fazla bilgiye ulaşabilme gibi durumlara bağlı olduğunu belirtti.
Yardım İstemeye Çekinenlere Çağrı
Son olarak, ruhsal sorunları nedeniyle yardım istemeye çekinen kişilere yönelik cesaretlendirici bir çağrıda bulunan Osman İminov, bireyin kendini tanımasının önemine dikkat çekerek şunları belirtti:
“Aslında yardım istemekten çekinmenizin bile kökeni psikolojik. Bu yüzden bir yerden başlamak gerekiyor. Yaşadığımız sorunları ele almalı ve değerlendirerek sonuca varmalıyız. Bizi en iyi tanıyan ve bilen kişi yine biziz.”
Röportaj, ruh sağlığının bireysel ve toplumsal açıdan ertelenemez bir ihtiyaç olduğu ve acil durumlarda dahi öncelikli olarak ele alınması gerektiği mesajıyla son buldu.
EDİTÖR – İrem SÖNMEZOĞLU