Dolar 34,2086
Euro 36,8068
Altın 2.933,11
BİST 8.862,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 17°C
Açık
Bursa
17°C
Açık
Per 19°C
Cum 17°C
Cts 14°C
Paz 14°C

Medyanın toplum üzerindeki etkisi nelerdir?

30 Ekim 2024 14:13

Medya, toplumu şekillendiren, dönüştüren ve kimi zaman da yönlendiren büyük bir güçtür.

Medyanın toplum üzerindeki etkisi, hem bireysel hem de toplumsal yaşamın birçok yönünü şekillendirebilecek kadar güçlüdür. Medyanın gelişimiyle birlikte, artık bilgiye ulaşmak bir parmak hareketi kadar kolay hale geldi; ancak bu hızlı bilgi akışının beraberinde getirdiği etkiler çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Medyanın toplum üzerindeki etkisini anlamak için birkaç ana başlık altında incelemekte fayda var: bilgi akışı, toplumsal değerlerin şekillendirilmesi, algı yönetimi, manipülasyon ve toplumdaki rol modellerin belirlenmesi.

Bilgi akışı ve hızlı yayılım: Günümüz dünyasında medya, bilgi akışını hızlandırarak topluma olaylardan haberdar olma imkanı sağlar. Ancak bu bilginin niteliği ve doğruluğu, toplumun olayları nasıl değerlendirdiği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Kimi zaman medya, olayları geniş açıdan ele alarak toplumsal bilinç oluştururken, kimi zaman manipülatif haberlerle kitleleri yönlendirebilir. Bu noktada şöyle bir söz manidar olur: “Bilgi güçtür ama yalnızca onu doğru kullananın elinde.” Bilginin niteliği ve onun nasıl sunulduğu, toplumun genel tavır ve görüşlerinin şekillenmesinde en az bilgi kadar önemlidir.

Toplumsal değerlerin şekillendirilmesi: Medya, toplumun değer yargılarını ve ahlaki normlarını şekillendirme gücüne sahiptir. Televizyon dizileri, filmler, haberler, hatta sosyal medya içerikleri bile toplumsal değerleri yeniden tanımlar. Bir yandan, dayanışma, yardımseverlik ve dürüstlük gibi erdemleri ön plana çıkaran içerikler, toplumsal değerlere katkı sağlar. Ancak diğer yandan, şiddet, çıkarcılık ve yüzeysellik gibi olumsuz değerleri ön plana çıkaran içerikler toplum üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Bu durum üzerine “Medya, sadece bir yansıma değil, toplumun aynasıdır; ancak hangi açıyı gösterdiğine dikkat etmek gerekir” sözü durumu iyi özetler.

Algı yönetimi ve manipülasyon: Medyanın en güçlü yanlarından biri, algı yönetimi üzerindeki etkisidir. Özellikle siyasi konularda, medya toplumun belli bir yönde düşünmesini sağlayacak içerikler üretebilir. Bu durum, toplumun olaylara bakış açısını tamamen değiştirebilir ve büyük kitleleri bir algı yönüne sürükleyebilir. Propaganda, sansasyonel haberler veya manipülatif başlıklarla bir olayın aslında olmadığı gibi gösterilmesi toplumda yanıltıcı bir algı oluşturabilir. Bu konuyu düşünürken “Kelimelerin gücü, silahın gücünden daha büyüktür; bir toplumu susturabilir ya da harekete geçirebilir” ifadesi dikkat çekici olur. Medyanın gücü doğru ellerde toplumsal bilinçlenme yaratırken, kötü ellerde kitlelerin manipülasyonuna hizmet edebilir.

Rol modeller ve toplumsal etkiler: Medya, toplumun benimsediği rol modelleri ve popüler kültürü belirler. Günümüzde medya tarafından yaratılan figürler, toplumda örnek alınan kişiler olarak kabul edilir. Bu durum, özellikle gençler üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Popüler kültürün parçası olan ünlülerin yaşam tarzları, değerleri ve tutumları, toplumun bir kesimini derinden etkiler. Bu nedenle, medyanın sunduğu rol modellerin kalitesi, toplumsal sağlığı doğrudan etkiler. “Gerçek kahramanlar sokaklarda, hastanelerde ve okullarda gizlidir; medyanın öne çıkardığı sahte kahramanlara değil, onlara bakmak gerekir” sözleriyle, toplumun gerçek değerleri ve rol modelleri üzerine düşünülmesi gerekir.

Eleştirel medya okuryazarlığı ihtiyacı: Medya karşısında bilinçli bir toplum oluşturmak, bireylerin medya okuryazarlığını geliştirmekle mümkündür. Toplumun medya içeriklerini sorgulayıcı bir bakış açısıyla ele alması, manipülasyonlardan korunmanın en etkili yoludur. “Sadece görmek yetmez, neyi neden gördüğünü anlamak gerekir” ifadesi burada önem kazanır. Medyanın sunduğu bilgi ve içerikleri eleştirel bir gözle değerlendirmek, bireylerin doğru ve yanlış arasındaki farkı ayırt edebilmesini sağlar. Medya okuryazarlığı, bireylerin yalnızca tüketici değil, aynı zamanda bilinçli birer medya takipçisi olmalarına katkı sağlar.

Medya, toplumu şekillendiren, dönüştüren ve kimi zaman da yönlendiren büyük bir güçtür. Bu gücün doğru kullanımı, toplumsal bilinç ve değerlerin yükselmesine katkı sağlarken, yanlış ellerde ise manipülasyonun, kutuplaşmanın ve yanıltıcı algıların aracına dönüşebilir. Medyanın toplum üzerindeki etkisini anlamak, her bireyin bilinçli medya okuryazarlığı ile bu güce karşı direnç kazanmasıyla mümkündür.

Unutulmamalıdır ki: “Medya bir meşale gibi yolumuzu aydınlatır ya da bir ateş gibi toplumun içine atar.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.