Mudanya Üniversitesi’nden Vicdan Çağrısı: Akademik Yılın İlk Dersi “Gazze” Oldu!
Mudanya Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılını, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla “İlk Dersim Gazze” başlığıyla açtı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak tarafından verilen açılış dersinde, Filistin meselesinin yalnızca siyasi bir çatışma değil, aynı zamanda çağdaş dünyanın vicdanı ve ahlaki tutarlılığıyla doğrudan ilişkili bir insani sınav olduğu vurgulandı. Üniversite Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl ise yaşanan soykırımı lanetlediğini belirtti.

Mudanya Üniversitesi, yeni akademik yıla, küresel vicdanı doğrudan ilgilendiren Filistin meselesini gündeme taşıyan bir açılış dersiyle başladı. “İlk Dersim Gazze” başlığıyla düzenlenen etkinlik, üniversitenin toplumsal duyarlılığını ön plana çıkardı.
Açılışta söz alan Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Gazze’de yaşanan vahşete tepki gösterdi:
“Gazze’de 2 yıldır her gün insanlar ölüyor. Bu nasıl bir insanlık anlayışı? Filistinli öldürmek sevaptır anlayışı var. Bunu lanetliyorum. İçimiz acıyor. Böyle bir soykırım hiç görülmedi. Filistinliler bizim kardeşimiz. Bu bilinci hiç unutmamalıyız.”
Prof. Dr. Kızıltoprak: “Mesele Haritalar Değil, İnsan Onuru”
Akademik yılın ilk dersini veren Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Filistin meselesinin çok boyutlu bir insani sınav olduğuna vurgu yaptı. Kızıltoprak, bu meseleye yaklaşırken haritaları değil, insan onurunu; politik stratejileri değil, tarihsel sorumluluğu temel almak gerektiğini belirtti.
Kızıltoprak, sorunun tarihsel arka planına dikkat çekerek, 1880’lerde yaklaşık 20 bin olan Yahudi nüfusunun bugün 9 milyona yaklaşmasının, Avrupa’daki antisemitizm, zorunlu göçler, sömürgeci projeler ve uluslararası güç dengelerinin bir sonucu olduğunu ifade etti.
“Avrupa’nın tarihsel günahlarının bedeli, Filistinli sivillere, özellikle de çocuklara ödetilmektedir. Filistin meselesi sadece bir siyasi mesele değildir; aynı zamanda epistemik ve ahlaki bir sorundur. Modern dünyanın insan hakları söylemi ile sahadaki pratikleri arasındaki uçurum, Filistin örneğinde en açık biçimde ortaya çıkmaktadır.”
“Bu Acı Bütün İnsanlığın Sınavıdır”
Rektör Kızıltoprak, Filistin topraklarının coğrafi, tarihi, kültürel ve dini açıdan Türk milleti için önem taşıdığını hatırlattı. Ancak bütün bu tarihsel bağlardan bağımsız olarak, bugün ihlal edilen savaş hukuku, katliama uğrayan binlerce masum bebek ve çocuk sebebiyle Türklerin bu acıyı hissetmek zorunda olduğunu söyledi:
“Biz Türk milleti olarak yüreği olan insanlarız. Bugün ihlal edilen savaş hukuku ve insanlık suçları sebebiyle… sivil tesislerin, hastanelerin, okulların hedef alınması sebebiyle biz Türklerin, diğer bütün gerekçelerden bağımsız olarak bir Filistin acısı yine olurdu.”
Kızıltoprak, 21. yüzyılda medeni toplumların bu vahşete karşı insani, hukuki, vicdani ve adil bir tavır takınması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin insani yaklaşımının büyük etki yarattığını ancak İslam dünyası ve Arap ülkelerinin daha aktif olması gerektiğini vurguladı.