BUÜ’de Tarihi Buluşma
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), Bursa Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) iş birliğinde, Türkiye-Bulgaristan İlişkilerinin 100. yılı münasebetiyle özel bir sempozyuma ev sahipliği yaptı.

Fen Edebiyat Fakültesi’nde 16-17 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyuma; BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Osmangazi Belediye Başkanvekili Özge Kaya, Yıldırım Belediye Başkanvekili Mert Tiryaki ve Litvanya Fahri Konsolosu Berat Tunaka gibi isimler katıldı.
Prof. Dr. Çiftçi: “Evladı Fatihan’ın Kökeni Bursa”
Açılış konuşmasında Balkan coğrafyasının tarihsel önemine değinen BUÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, “Balkan” kelimesinin Türkçe kökenli olduğunu hatırlattı. Çiftçi, Balkanların fethinde kilit rolün Bursa’dan çıktığını belirterek:
“Balkanların Türkleşme süreci Bursa’dan, Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa önderliğinde başladı ve bölgeye yerleşen Türkler ‘Evladı Fatihan’ adıyla anıldı.”
Prof. Dr. Çiftçi, 93 Harbi’nden bu yana süregelen göçlerle Bursa’nın, Balkan ruhunu taşıyan zengin bir kültürel mozaik haline geldiğini ifade etti.
Büyükşehir Belediyesi’nden ‘Balkan Enstitüsü’ Çalışması
Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu ise sempozyumun, Türkiye ve Bulgaristan ilişkilerinin 100. yılında, tarihi, kültürel ve insani bağların bilimsel bir zeminde ele alınması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Bursa’nın çok kültürlü yapısıyla Balkanların ruhunu taşıyan bir kent olduğunu belirten Gazioğlu, gelecek vizyonlarına dair kritik bir bilgiyi paylaştı:
“Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, Balkan kültürü, tarihi ve dostluk bağlarını geleceğe taşıyacak bir Balkan Enstitüsü kurulması yönünde çalışmalar sürdürüyoruz.”
BAL-GÖÇ 40. Yaşını Sempozyumla Kutluyor
Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BAL-GÖÇ) Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan da, derneğin 40. yılını kutlama mutluluğu yaşadıklarını belirtti. Sempozyumun, Bulgaristan-Türkiye arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yılı vesilesiyle, Balkanlardaki Türk milletinin alt kimliklerini bölme çabaları karşısında mevcut durumu değerlendirmek amacıyla düzenlendiğini dile getirdi.
Sempozyum, alanında uzman kişilerin sunumları ve belgesel gösteriminin ardından sona erdi.