Ekonomik savaşın gerçek kurbanları, vatandaşların cebinden çalınan umutlardır
Borsada vurgun yapmanın sessizliği, ülkenin ekonomik felaketine işaret eder.
İstikrar, kaostan korkmayanlar için değil, kaosu yönetenler için bir gerekliliktir. Ekonomi yönetiminde istikrar ve denetim eksikliğini eleştirirken, bazı yöneticilerin kaotik durumlara müdahale etmek yerine kaostan çıkar sağlamayı tercih ettiğinin farkındayız.
Türkiye Varlık Fonu ve kur korumalı faiz gibi uygulamaların halk üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için gerekli önlemlerin alınması gerekir.
Bir yandan savaş çığırtkanlığı yapılıyor, borsa alt üst oluyor, küçük yatırımcılar büyük zararlar ediyor; diğer yandan her şey yolundaymış gibi gösteriliyor. Bu sahte huzur balonu elbette patlamaya mahkûmdur.
İki farklı medyanın arasında kalmış vatandaşlar, biri “A” derken diğeri “B” diyor. İnsanlarımız neye inanacağına şaşırmış vaziyette. Medyanın manipülatif haber yapma şekline ve ekonomik gerçekliklerin üzerinin örtülmesine sebep olan TV haber kanalları için yeni bir düzenleme yapılması gerekir.
Denetim mekanizmasının işlemediği bir ekonomide “Her şey yolunda” diyebilmek, büyük bir körlük değilse nedir? Denetim eksikliğinin yol açtığı ekonomik sorunları görmezden gelenler, günü geldiğinde sandıkta hesabını verecektir.
Abdurrahim Karakoç’un dediği gibi:
Dar zamanda düşmanların altına at olanlar safımıza gelmesin
Garibanın, fukaranın sırtına bit olanlar safımıza gelmesin
Ağırlık, irilik ölçüsünü bırak; tartıya vurulmaz beyinle, yürek
Bu ülkede iman gerek, ruh gerek; et olanlar safımıza gelmesin
Öte dursun işkembeden atanı
Lazım değil kaçan ile yatanı
Menfaate rüşvet verip vatanı fit olanlar safımıza gelmesin.