Kusura Bakma Kardeşim, Ben Gazeteciyim!
2024 yılına girdiğimiz bu çağda; tarafsız, objektif ve adalet timsali mesleklerden biri olan gazetecilik hâlâ çıkar ilişkileri yüzünden kardeş kurumlar tarafından dışlanmakta.
Dışarıdan bakın bir dakikalığına… Aynı tarafta değiller diye ya da tarafsız değiller diye aynı meslekten ekmek yiyen, aynı işten para kazanıp ev geçindiren emekçiler birbirlerinin kuyusunu kazar oldular. Yeri geldi birbirlerini düşürdüler, yeri geldi birbirlerinin kuyusunu kazdılar, yeri geldi yok saydılar. Zaten diğer meslek grupları bize vururken neden bir de biz birbirimize köstek oluyoruz? Mesleki kardeşliğe sahip çıkmak varken, birbirimizi kollamak varken, birbirimizin yanlışlarını düzeltmek varken sırf senden değilim diye beni yok sayman, bana verdiğin kadar kendine de zarar verir meslektaşım.
Aynı parti yandaşı olmadığımız için; diğer partilerin davetlerine çağırılmamamız, diğer partilere bağlı belediyeler tarafından dışlanmamız, birbirimize rakip gözükmemiz çok acı. Farkında değil miyiz? Sahada yalnızız, mahkemelerde yalnızız, sokakta yalnızız, adalet ve özgürlükte yalnızız. İşte tam da bu yüzden birbirimize arka çıkmalıyız.
Ne parası için, ne mevkisi için, ne şanı şöhreti için ne de ayrıcalıkları için seçilir bu meslek. Sadece gerçek sevgiyle yapılır. Kendinizi adamamışsanız, kimisi 1 yıl dayanır kimisi 5 yıl… Elbet bi yerde tak eder canına. Sevmeyenin yapabileceği bir meslek değildir gazetecilik. Maaşlar geç ya da eksik yatar, hem diğer meslek grupları hem de sokaktaki vatandaş sanki bir böcekmişiz gibi bizi üstünden atmaya kalkar, imkanlar hiçbir zaman iyi ya da yeterli değildir, en özgür olması gerekirken aslında esarete en yakın olandır gazetecilik
Gazeteciler de tıpkı öğretmenler gibi, doktorlar ya da polisler gibi, askerler ya da hakimler gibi sadece adaleti savunur ve tarafsızdır ama nedense bir taraf olmamız istenir bizden. Bir tarafı yüceltmemiz, yanlışlarını örtbas etmemiz, eksiklerini kapatmamız istenir. Öyle olmazsak da dik omurgamız sırtımıza yük olur.
Bazen düşünmüyor muyum başka yolları? Doğru düşünüyorum. Zamanı geriye alabilme imkanın olsa yine aynı yolda yürümeyi seçer miydin diye soruyorum kendime… Ve o duymaya korktuğum cevabı işitiyor kulaklarım; yine gelsem o yol ayrımına, yine aynı sola sapardım. Nedenini bilmiyorum bu sevgimin. Neyini sevdim bu zor mesleğin, niye onlarcası varken gidip de gazetecilik okudum? İnanın bilmiyorum… Zaten aslolan sevgi sebepsiz olandır.
Bir mesleğin çatısında ne çok farklı rengiz oysa ki… Muhabir de bizden, kurgucu da. Kameraman da bizden grafiker de. Editör de bizden spiker de. Bir araya geldiğimizde ne çok şey başarıyoruz.
Sözün özü; hepimiz gazeteciyiz aslında ama bazı meslektaşlarıma göre BEN GAZETECİ DEĞİLMİŞİM….
Hadi oradan be!