Yöneticilik Paradigması: Koşuşturmak mı, Strateji Geliştirmek mi?
Kurumsal dünyada yöneticilerin işleyiş biçimleri ve liderlik anlayışları, işletmenin başarısını büyük ölçüde etkileyebilir. Bazı yöneticiler, sürekli koşturarak ve her an her şeyi kontrol ederek başarılı olabileceklerini düşünürlerken, diğer yöneticiler ise daha stratejik bir yaklaşım benimseyerek işlerin akışını kontrol etmenin daha verimli olduğunu savunmaktadır.
Bir zamanlar, bir havaalanının operasyon müdürü olarak görev yapan İsmail Bey vardı. İsmail Bey, sürekli olarak koşuşturur, saatlerce havaalanının etrafında dolaşır ve herhangi bir aksilik olduğunda hemen müdahale ederdi. Ekip üyeleri onun bu hızlı tempo ve koşuşturmasını takdir ediyorlardı, çünkü işlerin sürekli düzgün gitmesini sağlıyordu. Ancak bir süre sonra, işlerin bir türlü istenilen performansı yakalayamadığını fark etmeye başladılar. İsmail Bey’in sürekli koşuşturmasına rağmen, performans düşüklüğü devam ediyordu.
Bir gün, havaalanına yeni bir genel müdür atanması kararı alındı. Yeni genel müdür olan Selin Han, öncelikle havaalanının işleyişini incelemeye başladı. İşleyişteki bu inceliklerin ardından, İsmail Bey ile görüşmeye karar verdi.
Selin Hanım, İsmail Bey’e şunları sordu: “İsmail Bey, sürekli olarak koşuşturuyor, her yeri kontrol ediyorsunuz ve hızlı müdahalelerde bulunuyorsunuz. Ancak işlerin performansında istediğimiz seviyeye ulaşamadığımızı fark ettim. Sizce neden böyle bir durum var?”
İsmail Bey düşündü ve şu cevabı verdi: “Ben her zaman işlerin düzgün gitmesini sağlamak için sürekli koşuşturuyorum. Ancak belki de işleri daha stratejik bir şekilde ele almalıyım.”
Selin Hanım, İsmail Bey’e şunları söyledi: “İşte bu noktada doğruya geliyoruz. Sürekli koşuşturarak işleri düzeltmeye çalışmak yerine, işlerin neden bozulduğunu anlamalı ve stratejik çözümler üretmelisiniz. Her aksilikte hemen müdahale etmek yerine, neden aksilik yaşandığını analiz etmeli ve daha kalıcı çözümler geliştirmelisiniz.”
İsmail Bey, Selin Hanım’ın bu sözlerinden etkilendi. Artık sürekli koşuşturmanın yerine, işleri daha stratejik bir şekilde ele almayı ve sorunların nedenlerini anlamayı amaçladı. Sonuç olarak, daha az koşuşturma ve daha fazla strateji ile havaalanının performansı arttı, işler daha düzenli hale geldi.
Bu hikaye, yöneticilikte sürekli koşuşturmanın yerine stratejik düşünmenin ve sorunların nedenlerini anlamanın önemini vurgulamaktadır.
Önemli olan her an her şeyi koşturarak kontrol etmek değil, doğru zaman ve yerde stratejik hamleler yapmaktır. Sürekli koşuşturmanın getirdiği yorgunluk ve verimsizlik yerine, işlerin akışını iyi analiz ederek stratejik kararlar almak, uzun vadede daha sürdürülebilir bir başarı sağlar.
Modern iş dünyasında, rekabetin yoğun olduğu bir ortamda yöneticilerin stratejik düşünme yetenekleri daha fazla ön plana çıkmaktadır. İyi bir lider, kaynakları etkili bir şekilde kullanarak işletmenin hedeflerine ulaşmasını sağlar. Bu da koşuşturmanın ötesinde, işin temelini anlamak ve strateji oluşturmakla mümkündür.
Sonuç olarak, yöneticilik paradigması artık sadece koşuşturmak üzerine değil, stratejik düşünme ve planlama yeteneği üzerine kurulmuştur. İyi bir lider, işletmenin uzun vadeli hedeflerine odaklanırken, doğru stratejileri belirleyerek sürdürülebilir başarıyı yakalar.