Yıldırım Belediyesinin Taş Ocağı: Çevre ve İnsan Sağlığını Tehdit Ediyor
Gürsu’da Yıldırım Belediyesi’ne ait Katırlı Dağları’ndaki taş ocağı, çevre, tarım ve insan sağlığı açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır.
Bölgede yaşanan bu tehlikeli durum, sadece bölge halkını değil, çevre köyleri ve tarım alanlarını da olumsuz yönde etkilemektedir.
Taş Ocağının Yakın Çevresindeki Riskler
Taş ocağının konumu, çevresindeki yerleşim alanları ve sosyal tesisler açısından büyük riskler taşımaktadır:
- Gürsu Orman Parkı ve Sosyal Tesisler: Taş ocağı, Gürsu Belediyesine ait halka açık Orman Parkı’na sadece 150-200 metre uzaklıktadır. Ayrıca, 500-600 metre mesafede halka açık diğer sosyal tesisler de bulunmaktadır. Bu tesisler, bölge halkının sürekli olarak kullandığı alanlardır ve taş ocağından kaynaklanan risklere maruz kalmaktadır.
- Köyler ve Tarım Alanları: Taş ocağı, 700-800 metre batısında İğdir köyü ve zeytin bahçeleri ile, 1000-1200 metre doğusunda Karahıdır köyü ile komşudur. Ayrıca, 900-1000 metre güneyinde, coğrafi işaretlere sahip Deveci ve Santa Maria armutlarının yetiştiği Gürsu Ovası yer almaktadır. Gürsu Ovası, dünyanın en verimli tarım alanlarından biridir. Bu taş ocağı tarım alanları için büyük bir tehdittir.
Patlamalar ve Toz Bulutlarının Riskleri
Taş ocağında gerçekleştirilen patlamalar ve ardından yapılan çalışmalardan kaynaklanan riskler şu şekildedir:
- Taş Parçalarının Tehlikesi: Patlamalar sırasında etrafa savrulan taş parçacıkları, yakın civardaki insanlara ciddi zararlar verebilir.
- Yoğun Toz Bulutları: Patlamalardan sonra ortaya çıkan toz bulutları, rüzgarın etkisiyle geniş bir alana yayılabilir. Bu durum, özellikle solunum yolları açısından sağlık problemlerine yol açabilir ve tarım arazileri ile ürünlerine zarar verebilir.
Acil Çözüm ve Sorumluluk
Taş ocağının yarattığı bu tehlikeler, sadece çevreyi değil, bölge halkının yaşam kalitesini de etkiliyor. Gürsu Orman Parkı ve sosyal tesislerin artan kullanımının ardından, bu risklerin daha belirgin hale gelmesi, konuya acil çözüm getirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Taş ocaklarının çevresel ve sağlık riskleri göz önüne alındığında, yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmesi, bu sorunlara çözüm bulması ve insan hayatını korumak için gerekli önlemleri alması büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin dört bir yanındaki maden ve taş ocaklarının çevreyi tahrip etmesi, doğal kaynakların ve insan sağlığının korunması adına dikkatle ele alınmalıdır. Her şeyden önce, bu konuda vicdanlı bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor.