Dolar 35,7911
Euro 37,4119
Altın 3.180,68
BİST 10.076,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 15°C
Çok Bulutlu
Bursa
15°C
Çok Bulutlu
Per 15°C
Cum 15°C
Cts 14°C
Paz 14°C

Yargılamak yerine anlamak: Spinoza’dan günümüze bir yolculuk

28 Ocak 2025 17:16

Anlamak, yargılamaktan daha insancıldır. Bugün gazetelerde yazdıklarımız, televizyonlarda söylediklerimiz ve sosyal medyada paylaştıklarımız, toplumu daha da kutuplaştırabilir ya da birleştirebilir.

Gazetelerde sıkça yer bulan eleştiriler, olayların ve kişilerin hızla yargılanmasına neden oluyor. Ancak 17. yüzyılda yaşamış olan filozof Benedictus Spinoza, çağlar öncesinden bizlere anlamanın yargılamaktan daha değerli olduğunu hatırlatıyor. Onun şu sözleri üzerine biraz düşünelim:

“Havaya atılan bir taş düşünebilseydi, kendi isteğiyle yere düştüğünü sanırdı.”

Bu söz, özgür iradenin sorgulanmasını gündeme getiriyor. Çoğu insan, yaptığı seçimlerin tamamen kendine ait olduğunu düşünse de, bu seçimlerin ardında genetik miras, çevresel etkiler, ekonomik koşullar ve toplumsal normlar gibi pek çok faktör bulunmaktadır. Spinoza’nın bu derinlikli düşüncesi, bireylerin yaşam koşullarını anlamadan yapılan eleştirilerin, bir taşın düşme nedenini yalnızca yer çekimine bağlamak kadar sığ kalacağını ima ediyor.

Bir başka sözü ise bu görüşü daha da pekiştiriyor: “Önemli olan yargılamak değil anlamaktır.”

Toplumsal Yaşamda Anlamak Neden Önemlidir?

Bugün gazeteler, televizyonlar ve sosyal medya platformlarında hızla yayılan yargılar, toplumları kutuplaştırıyor. Bir kişinin veya olayın arka planına bakmadan yapılan yorumlar hem yanlış algılara hem de çözümden uzaklaşmamıza neden oluyor.

Örneğin, bir çocuğun okulda başarısız olması ebeveynler ve öğretmenler tarafından “çalışmıyor” diye eleştirilir. Ancak çocuğun yaşadığı bir travma, öğrenme güçlüğü veya ailevi sorunlar başarıyı etkileyebilir. Çözüm, bu durumu anlamaktan geçer.

İş hayatında da aynı durum geçerlidir. Bir çalışanın düşük performans göstermesi durumunda, ona tembel ya da yetersiz demek kolaydır. Ancak yöneticiler, çalışanlarına sağladıkları kaynakları ve destekleri sorgulamalıdır. Belki de çalışan gerekli eğitimden mahrum bırakılmıştır ya da iş yükü kapasitesinin çok üzerindedir.

Doğadan ve Hayattan Örnekler

Bu yaklaşım yalnızca insanlar için değil, doğayı anlamamız için de gereklidir. İklim değişikliği, ekosistemin bozulması ve hayvanların yok oluşuyla ilgili haberler gündemimizi sıkça meşgul ediyor. Bu olayları yalnızca “doğal felaketler” olarak görüp geçemeyiz. İnsanlık olarak çevreye verdiğimiz zararı anlamadan bu sorunları çözemeyiz.

Spinoza’nın felsefesi, yargılamak yerine anlamaya odaklanmayı önerir. Eğer çevremizdeki her şeyin bir sebebi olduğunu kabul edersek, daha empatik ve daha çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirebiliriz.

Spinoza’nın Felsefesinden Günümüze Düşen Görevler

Spinoza’nın bu görüşlerini günlük hayatımıza nasıl uyarlayabiliriz?

  1. Sabırlı Olun: İnsanları ve olayları anlamak zaman alır. Bir olayın yüzeyine değil,
    derinine bakın.
  2. Empati Kurun: Eleştirdiğiniz bir kişi veya davranışın ardındaki sebepleri anlamaya
    çalışın.
  3. Önyargılardan Kurtulun: Kendinizi her zaman haklı görmeyin. Başkalarının bakış
    açılarını değerlendirin.
  4. Çözüm Odaklı Olun: Yargılamak kolay, çözüm üretmek ise zordur. Çaba göstererek
    sorunlara katkı sağlayın.

Son Söz

Benedictus Spinoza, yüzyıllar önce söylediği bu sözlerle insana dair önemli bir gerçeği hatırlatıyor: Anlamak, yargılamaktan daha insancıldır. Bugün gazetelerde yazdıklarımız, televizyonlarda söylediklerimiz ve sosyal medyada paylaştıklarımız, toplumu daha da kutuplaştırabilir ya da birleştirebilir. Bizlere düşen, yargılamak yerine anlamayı seçmektir.

Unutmayalım:

“Anlamak, dünyanın en değerli çabasıdır.”
“Önce Anla, Sonra Konuş”
“Yargılarınızın Ötesine Bakmayı Denediniz mi?”
“Felsefeden Günümüze Anlamanın Gücü” zihinle mümkündür.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.