Yahudilerin dünya hakimiyetindeki bazı sebepleri
Ticaret felsefesinin izinde 7 örnek kıyaslamayla, Yahudiler ve Türk’lerin farkı.
Ticaret felsefesinin izinde 7 örnek kıyaslamayla, Yahudiler ve Türk’lerin farkı.
Yahudiler 100 liraları varsa en fazla 50 liralık iş yaparlar. 5 lirayı yedekte tutarlar. Türkler ise 10 liraları varsa 100 liralık hatta-imkan bulurlarsa 1.000 liralık iş yapmaya kalkarlar. Yahudiler ticareti sermayenin gücüyle yapmaya çalışırlar. Yedek akçeleri hatta yedeğin yedeği akçeleri vardır. Türklerde ise varsa yoksa tüm para ticarethane, şirket veya fabrikadadır. Yedek akçe sermayenin onda biri kadar bile yoktur. Yedeğin yedeği ise hak getire…
Yahudiler babalarının, dedelerinin veya büyük dedelerinin yaptığı işi yapmaya özen gösterirler. Yani yaptıkları işte ailelerinin bilgi birikimi vardır. Kuşaktan kuşağa aktarılır. Bir Yahudi eczacıysa muhtemelen babası da, dedesi de eczacıdır. Çocukları ve torunları da eczacı olur. Biz de baba evladı, evlat babayı beğenmez. Evlatlar özellikle babalarının yaptığı işi yapmamaya özen gösterir. Babasının yaptığı işi yapmayı “ayıp” kabul ederler. Türkler ataerkil görünümlü anaerkil bir toplumdur. Çocuklar amcadan daha çok dayıya yakındır. Çocukluğundan itibaren annenin de etkisiyle tüm kurgusu babayı beğenmemek üzerinedir. Bunların doğal sonucu olarak Türk ailelerinde ticaret bilgi birikimi oluşmaz. Oluşsa bile kuşaklardan kuşaklara aktarılmaz. Servet, kazananla toprak olup gider. Çoğu kişi servetini ömrünün sonuna kadar koruyamaz.
Ticaret, bir milletin ekonomisini, kültürünü ve dünya üzerindeki gücünü belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Tarihsel olarak, Yahudilerin dünya ekonomisindeki etkisi, sadece ekonomik başarılarıyla değil, aynı zamanda ticaretle ilgili benimsedikleri felsefi yaklaşımla da şekillenmiştir. Yahudi kültüründe var olan bu yaklaşım, uzun bir geçmişe dayanır ve onların hem iş dünyasında hem de toplumsal dayanışmada başarılarını pekiştiren unsurlardır. Ancak, bu başarıların Türk toplumu ve diğer toplumlar için örnek olması gereken önemli yönleri vardır.
- Sermaye ve Yönetim Kültürü: Yahudiler, sermayelerini dikkatli bir şekilde yönetirler. Ticareti sermayenin gücüyle yapar, her zaman birikim ve yedek akçe bırakırlar. Bu, sadece ekonomik başarı değil, aynı zamanda uzun vadeli düşünme yeteneğinin bir göstergesidir. Türk toplumunda ise genellikle gösterişe dayalı harcamalar, kısa vadeli zevkler ön planda olabilir. Oysa ticaretin asıl gücü, istikrarlı birikimde ve özverili bir şekilde yapılan yatırımlarda yatar.
- Ailede Bilgi ve Deneyim Paylaşımı: Yahudiler, kuşaklar boyu aynı işi yaparak bilgi ve deneyimlerini birbirlerine aktarırlar. Aile içindeki bilgi birikimi ve süreklilik, başarının temellerinden biridir. Türk ailelerinde ise babadan oğula geçen işler nadir olmuştur. Aile içindeki ticaret bilgisinin aktarılmaması, iş dünyasında sürekliliği ve derinliği engeller.
- Gösterişsiz Yaşam ve Tasarruf: Yahudiler kazançlarını gösterişsiz bir şekilde yaşar ve kazandıklarını verimli bir şekilde kullanır. Bu yaklaşım, sadece maddi birikimi değil, aynı zamanda manevi huzuru da getirir. Türk toplumunda ise bazen servet, gösterişin aracı haline gelir. Paranın gösteriş için kazanılması, gerçek başarıyı ve uzun vadeli güveni sağlamaktan ziyade geçici bir haz yaratır.
- Duygusal Bağlar ve Ticaret: Yahudiler, mal satarken kazancı gördüklerinde o mal ile duygusal bir bağ kurmazlar. Ticaretin amacı kazanmak ve kazancı değerlendirmektir. Ancak, bazen Türkler mallarına duygusal bağlar kurar ve satmaktan çekinirler. Oysa ticarette önemli olan, malı ne kadar sevdiğimiz değil, onu ne kadar verimli değerlendirdiğimizdir.
- Çocukların Ticaret Kültürü ile Büyümesi: Yahudiler, çocuklarını başka Yahudi ailelerin iş yerlerinde çalıştırarak farklı ticaret kültürlerini öğrenmelerini sağlarlar. Bu, gençlerin ticaret dünyasında sağlam temeller atmalarını sağlar. Türk çocukları ise genellikle aile işlerinde “prens” veya “prenses” gibi büyür, bu da onları ticaretin zorluklarıyla yüzleştirmez ve onları gerçek dünya ile tanıştırmaz.
- Yenilikçi Olmak ve Gelişen Dünyayı Takip Etmek: Yahudiler, dünyayı gezip yenilikleri takip eder, gelişmemiş ülkelere yeni ürünler getirerek işlerini geliştirirler. Türk toplumunda ise bazen değişime karşı direnç ve geleneksel yolları takip etme eğilimi olabilir. Oysa ticarette başarı, yeniliklere açık olmakla gelir.
- İş Birliği ve Dayanışma: Yahudiler, ticarette birbirlerine destek olurlar, dayanışma kültürü ile hareket ederler. Onların iş dünyasındaki başarısı, sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif bir güçle elde edilir. Türk toplumunda ise bazen rekabet ve haset ön plana çıkar. Başarılı olanı aşağı çekmek, onun yerine geçmeye çalışmak, kolektif güçten ziyade bireysel çıkarlar ön plana çıkabilir.
Sonuç: Yahudi toplumunun ticaret dünyasında kazandığı güç, sadece ekonomik başarıdan ibaret değildir. Onların ticarete bakış açısı, değerler, aile içindeki bilgi paylaşımı ve toplumdaki dayanışma kültürüyle şekillenir. Türk toplumunun ticaret dünyasında daha güçlü bir yer edinmesi için bu değerlerin benimsenmesi, ticaretin daha derin bir anlam taşımaya başlaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, ticaret sadece para kazanmak değil, doğru değerlerle, doğru adımlarla yapılan bir yolculuktur.