Türkiye’de Değişen Siyasi Dinamiklerin Toplumun Bilinçaltına Etkisi
Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi denge değişimleri, yalnızca ülkenin yönetimini ve düzenini değil; toplumun psikolojisini de olumsuz yönde dönüştürüyor. Uzman Bilinçaltı Eğitmeni İrem Sönmezoğlu, ülkemizde yaşanan politik dalgalanmaları kolektif ve bireysel bilinçaltı normlarına göre değerlendirdi.

Sönmezoğlu’na göre, siyasi gündemin sürekli yeni bir şekle bürünmesi ve kutuplaşmaların artması bireylerin bilinçaltını derinden etkiliyor.
“Türkiye gibi sıkça siyasi değişimlerin gün yüzüne çıktığı ülkelerde, vatandaşlar ‘kolektif travma’ sorununa sürükleniyor. Bu durum, bireylerde; özellikle genç nesil üzerinde negatif etkiler bırakırken gelecek kaygısının tetiklenmesine, dolayısıyla güven ortamının altüst olmasına sebep oluyor.” Diyen Sönmezoğlu, bu durumun kişilerde ani öfke patlamaları, karamsar bakış açıları ve vicdani duyarsızlaşma olarak kendini gösterdiğini belirtirken, artık genç neslin bu tartışmalı ortamlardan ve ekonomik sorunlardan dolayı beyin göçü olgusuna tutunarak, o umutla hayatını idame ettirmeye çalıştığını söyledi.
“Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan spekülatif haberler ve bilgi kirliliği de bu ruh halini besleyen bir faktör.” Diye konuştu ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Sosyal medya üzerinden akan bilgi kirliliği kişilerin bilinçaltını kötü yönde şekillendiriyor. Özellikle yapılan dezenformasyon kampanyaları, toplumsal kutuplaşmayı arttırıyor. ‘Ötekileşme’ hissiyatı bu çerçevede önemli bir sorun.” Dedi. İrem Sönmezoğlu, sosyal medyada yayınlanan çarpıtılmış haberler, videolar ve ses kayıtları da siyasi figürlere karşı gelişen güvensizliği tetiklerken, toplumun bilinçaltına korku tohumları ektiğini belirtti.
“Son yıllarda çoğalan yasaklar ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması neticesinde kişiler kendini içsel çatışma halinde buluyor ve duygudurum bozuklukları gelişiyor. İfade özgürlüğü kısıtlanmasında en basit örnek Mabel Matiz aleyhinde yapılan suç duyurusu olabilir. Şarkı, ‘Türk ailesinin örf ve adetlerine aykırı’ bulunarak erişim engeli getirilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin sanatsal geçmişine baktığımızda bundan çok daha müstehcen ve şiddet yanlısı örnekler bulunabilirken; bu şarkı, aile sağlığını ve ahlakını bozma hususunda yaftalanmış. Fakat son günlerde gündem olan, bir kız öğrenci yurdunda gerçekleşen ahlak dışı olaylar silsilesi için sesini bu denli yükselten pek kimse görülmedi.” Diyen Sönmezoğlu, durumun psikolojik açıdan artan ciddiyetini vurguladı.
Ekonomik dalgalanmaların da önemli ölçüde gelecek kaygısı ve kriz korkusu yarattığını söyleyen Sönmezoğlu, siyasi tercihlerin ve hatta dini değerlerin de değişimine sebep olduğu hakkında bir söylemde bulundu.
İrem Sönmezoğlu’na göre, bu siyasi dalgalanmalar sadece ülkenin politik yapısını değiştirmiyor, toplumun bilinçaltını da korku ve kaygıyla olumsuz yönde yeniden yapılandırıyor.