Terörün Silah Bıraktığı, Milletin Umutlandığı Gün
Süleymaniye’deki Sessizlik, Bugün sabah saatlerinde Süleymaniye’nin Dukan ilçesinde tarihi bir ana şahitlik ediliyor. Yıllardır dağlarda, pusularda, puslu planlarda, kanlı eylemlerde karşımıza çıkan bir terör örgütü olan PKK’nın üyeleri, silahlarını bırakmak için toplandı. Medya mensupları, sivil toplum örgütleri ve gözlemciler tören alanında yerlerini alırken, milyonlarca insanın yüreğinde tek bir dilek yankı buluyor: Artık yeter…
Bu görüntü, yıllar boyunca milletin evlatlarını yutan, şehirleri kana bulayan, ocakları söndüren bir karanlığın geride kalabileceğine dair bir umut ışığıdır.
Türkiye, terörden temizlendikçe huzura, güvene ve birliğe bir adım daha yaklaşacaktır.
Ancak bu gelişmeyi sadece bugünün heyecanı ile değil, geçmişin muhasebesiyle birlikte okumak gerekir. Çünkü asıl mesele, bu terör belasının nasıl olup da bu topraklarda bu kadar büyüdüğüdür. Sadece silahlı mücadelenin değil, aynı zamanda ihmalin, dış müdahalelerin, iç çelişkilerin ve siyasi körlüklerin de bu tablonun inşasında rol oynadığı unutulmamalıdır.
Bu örgüt, yalnızca dağlara çıkmış militanlardan ibaret değildi. Arkasında küresel çıkar odakları, istihbarat oyunları, ideolojik maskeler ve içerideki gaflet zinciri vardı. Bir yandan “halkı temsil ediyoruz” yalanıyla Kürt vatandaşlarımızın en temel haklarını istismar ettiler, diğer yandan çocukları dağa kaçırıp bir nesli kurban ettiler.
Barışa giden her yolu sabote etmek isteyen şer odakları, bugün de pusudadır. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin güçlü iradesi, yıllardır süren mücadele azmi ve milletin desteğiyle barış, bu topraklarda bu kez daha fazla karşılık bulacaktır.
Devletin kararlılığı, güvenlik güçlerinin kahramanlığı, milletin sabrı ve anaların gözyaşı ile örülen bu mücadele artık meyvesini vermelidir. Ama unutulmamalıdır: Gerçek barış, sadece silahların susmasıyla değil, zihinlerin aydınlanmasıyla mümkündür.
Bugün Süleymaniye’de silah bırakılıyor. Peki yarın?
Yarın; terörü besleyen zihniyetler de silahlarını bırakacak mı?
Yarın; her acıyı siyasete tahvil etmeye çalışanlar, samimi bir yüzleşmeye yanaşacak mı?
Yarın; bir daha çocuklarımız dağa çıkmasın diye, eğitimden sosyal adalete kadar her alanda gereken adımlar atılacak mı?
Barış kolay değildir. Hele ki terörün gölgesinde yaşayan bir coğrafyada… Ama barış mümkündür. Yeter ki bu topraklara düşen kan, son kez düşmüş olsun.