Tarımda sulama sorunu ivedilikle çözülmeli
Tarım sektöründeki sorunları değerlendiren Ekin Agro Tarımsal Üretim Danışmanı Ziraat Mühendisi Sabri İpek, tarımda sulama sorununa acil çözüm bulunması gerektiğini söyledi. İpek, önlem alınmazsa sulamadaki kayıp kaçak oranının yüzde 52’ye çıkabileceğine dikkat çekti.
Tülay TAŞKIN
İklim krizi ve su sorununun dünyayı tehdit ettiği ve bir damla suyun bile çok kıymetli olduğu bir dönemde, Türkiye’de halen birçok bölgede salma sulama sistemleri ile tarım alanlarının sulandığını söyleyen Ekin Agro Tarım Ürünleri A.Ş’nin Tarımsal Üretim Danışmanı Ziraat Mühendisi Sabri İpek, vahşi sulamadan vazgeçilerek, modern tarım uygulamaları ile dijitalleşmeye geçilmesi gerektiğini belirtti.
Açık kanallarla yapılan sulamada, her 100 litre suyun 48 litresinin kayıp-kaçak olduğunu açıklayan İpek, önlem alınmazsa bu oranın yüzde 50’leri aşacağını ve sulamada kullanılan suyun yarısının boşa gitmeye devam edeceğini söyledi. İç Anadolu Bölgesi’nin düşük yağış aldığını, buna karşın yüksek su ihtiyacının olduğu ürünlerin de bu bölgede büyük alanlarda ekildiğini söyleyen Sabri İpek, “Örneğin şeker pancarında en kaliteli ürünlerin üretildiği bölge İç Anadolu Bölgesidir.
Pancar ekicileri çok yoğun bir sulama yapıyorlar ve bunu yağmurlama sistemi ile gerçekleştiriyorlar. Çiftçiler, bu sulamayı yaparken genelde bir plan ve ihtiyaca göre sulama gerçekleştirmiyor. Halbuki toprak yapısı öyle değil. Toprak suya doyduktan sonra artık suyu almıyor ve su boşa akıyor” dedi.
Yağmurlama modeline geçildi
Türkiye’de geçmişte, vahşi sulama denilen salma sulamanın çok yoğun olduğunu, daha sonraki süreçte yağmurlama sulama modeline geçildiğini söyleyen İpek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buğday, arpa, şeker pancarı gibi ürünler bu şekilde sulanmaya devam ediyor.
Yağmurlama sulama oturdu ama yine de su israfı devam ediyor. Artık her türlü ürüne damlama sulamanın gelmesi gerekiyor. Çiftçilerimiz yağmurlama sulamaya uzak bakarken, şimdi yüzde 90’ı buna alıştı ve kullanıyor. İç Anadolu Bölgesi’nde damlama sulama çok revaçta.
Özellikle mısır ve ayçiçeği gibi ürünlerde çok yoğun uygulanmakla birlikte Çukurova ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde hala bu ürünler salma sulama sistemi ile sulanan iller var. Ülkemizde, kuraklık son yıllarda kendini hissettirmeye başladı. Eskişehir olarak olumsuz durumu bizler de yaşıyoruz. Özellikle Beylikova’ya kadarki alanda tarımsal alanların sulanmasında temel su kaynağı Porsuk barajıdır.
Yaklaşık üç yıl öncesine kadar bu alanlar büyük ölçekli olarak salma sulama sistemi ile sulanıyordu, kuraklık ve kış yağışlarının düşük olması nedeniyle Porsuk Barajının su seviyesinin düşmesiyle beraber gerek DSİ gerekse Tarım Bakanlığı’nın tutumuyla ova özellikle mısır ve ayçiçeği ürünlerinin ekiminde yüzde 90 ve üstü damlama sulama sistemine geçti. Mısır, ayçiçeği ekiyorsanız damlama kurmak zorundasınız.
Artık şeker pancarı üretim tarlalarında da bu zorunluluk getirilmeli, şeker pancarında da damlama sulama sistemi ile sulanmış tarlalar oluşturulmalı ve tarla günleri düzenleyerek çiftçilere gösterilmeli, imkânsız gibi görünse de uygulanabilirliğinin olduğunu düşünüyorum.”
Dijital yöntemlere geçilmeli
Tarımda sulamanın artık dijital yöntemlerle takip edilmesi gerektiğini söyleyen İpek, “Bitkileri de aynı yöntemle takip etmekte fayda var. Derin kuyular aracılığı ile yer altından çekilen suyun ölçülebilirliği sağlanmalı, ürün desenine göre su çekilmeli ve ihtiyacın fazlasında su otomatik olarak kesilmeli. Çiftçilerin de toprağın ve suyun verimli kullanılması için eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
“Porsuk Barajı yetersiz kalıyor”
Eskişehir’de tarımda sulamanın Porsuk barajından karşılandığını anlatan ve artık suyun çok yetersiz kaldığına dikkat çeken Sabri İpek, şöyle dedi: “Eskişehir tarımında sulama halen Porsuk Barajından gelen su ile yapılıyor, barajdan gelen ana su kanalları 1960 yılında yapılmış. O zamandan bu yana altyapıda iyileştirme olmamış.
Açık kanal sistemiyle tarım arazilerine su veriliyor. Bu kanallar zaman içinde yarılıp çatlamış, delinmiş. Çobanlar kırmış, çiftçinin makine – ekipmanı çarpıp zarar vermiş. En son paylaşılan bilgiler ışığında akan her 100 litre suyun 48 litresi kayıp ve kaçak olarak kanallardan yok oluyor.
Bu oran yüzde 50-52’ye kadar yükseliyor. Önceden Polatlı’ya kadarki tarım arazilerine Porsuk’tan su verilirken, artık Beylikova’nın ilerisindeki köyler porsuktan yeterli miktarda su alamıyor. Acil bir şekilde Porsuk Barajından gelen suyun taşındığı ana kanaldaki kayıp ve kaçak suların önüne geçilmesi ve suyun kapalı sisteme alınması gerekiyor.”