Sol ayağım
Sol Ayağıyla Yazılan Destansı Bir Hayat: Christy Brown’un Hikâyesi.
Bazı hayatlar vardır ki sadece yaşanmakla kalmaz, başkalarına ilham kaynağı olur. Christy Brown’un hikâyesi tam da böyle bir mücadele ve azim öyküsü…
1954 yılında kaleme aldığı otobiyografisi “Sol Ayağım” (My Left Foot), hem bir edebiyat klasiğine dönüşmüş hem de Daniel Day-Lewis’in başrolünde olduğu ve Oscar kazandığı sinema filmiyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Ancak bu hikâyeyi özel kılan şey, beyin felciyle doğan bir çocuğun, kendisine konulan tüm sınırları aşarak edebiyat dünyasında bir yıldız haline gelmesidir.
Engelleri Sanata Dönüştüren Bir Ruh
Christy Brown, doğuştan beyin felciyle dünyaya geldi ve vücudunun sadece sol ayağını kontrol edebiliyordu. Modern tıbbın bile çaresiz kaldığı bir noktada, ailesinin ve özellikle annesinin sevgisi, ona umut verdi. Diğer çocuklar gibi konuşamıyor, hareket edemiyor, yazamıyordu. Ancak mücadeleyi bırakmadı. Bir gün, sol ayağıyla tebeşir alıp yere bir harf yazmayı başardığında, yeni bir dünyanın kapılarını aralamış oldu. Bu küçük ama devrim niteliğindeki adım, onu İrlanda edebiyatının en saygın isimlerinden biri haline getiren yolculuğun başlangıcıydı. Sol ayağıyla yazmayı öğrendi, resim yaptı ve daktilo kullandı. Onun kaleme aldığı eserler sadece otobiyografik anlatılar değil, aynı zamanda insan iradesinin nelere kadir olduğunu kanıtlayan birer belgeydi.
“O Başardıysa, Biz Neden Başaramayalım?”
Christy Brown’un hikâyesi, insanı derin bir sorgulamaya itiyor. Engeli olmayan bizler, günlük hayatın küçük zorlukları karşısında pes ederken, o, vücudunun sadece küçük bir parçasını kullanarak bir edebiyatçı, ressam ve şair oldu. Peki ya biz?
Bugün birçok insan, karşılaştıkları en ufak engele bile takılıp pes ederken, Brown gibi isimler bizlere azmin, iradenin ve çalışkanlığın önünde hiçbir engelin duramayacağını gösteriyor. O, “yapamazsın” diyenlere inat hayallerini gerçekleştirdi. Onun en ünlü eserlerinden biri olan “Down All the Days” en çok satan kitaplar arasına girdi ve onu dünya çapında bir yazar haline getirdi.
Mücadeleyi Bıraktığınız An Kaybedersiniz
Brown’un hayatı, bize çok önemli bir gerçeği hatırlatıyor: Hayat bir mücadeledir ve savaşı bıraktığınız an kaybedersiniz.
Başarı hikâyelerini duyduğumuzda alkışlıyoruz, ancak neden kendimiz için de aynı mücadeleyi vermiyoruz? Christy Brown’un azmi, sadece engelli bireylere değil, hepimize ilham vermeli. Sahip olduğumuz yeteneklerin, sağlığın ve fırsatların değerini bilmeliyiz. Bugün Christy Brown’un hayatına bir kez daha dönüp bakmak, sınırsız bir azmin, sarsılmaz bir iradenin ve umudun neler başarabileceğini görmek için büyük bir fırsat. O yüzden, belki de kendimize şu soruyu sormalıyız:
“O başardıysa, biz neden başaramayalım?”