Prof. Dr. Deniz Gürbüz, anlam ve varlık boyutuyla insanı anlattı
BTÜ Konuşmaları’nın 3’ncü sezon 6’ncı bölüm konuğu, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürbüz Deniz oldu.
Mimar Sinan Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen programa; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. “Anlam ve Varlık Boyutuyla İnsan” başlıklı konuşmasıyla öğrencilerle buluşan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürbüz Deniz, kişinin benliği bilmesinin öneminden bahsetti. “İnsanı bilmek ne işe yarar” sorusunun yanıtını veren Prof. Dr. Gürbüz Deniz, “Birey olarak ben beni bilmiyorum ve ben beni öğrenmek istiyorum. Hâlbuki ben her gün benle beraberim ama bana yabancıyım. Bu nedenle kendimizi bilmek ve anlamak için bir birey, bir fert olarak gayret ediyoruz. Eğer kendimizi bilemiyorsak, kendimizi var edememişiz demektir. Çünkü kendi kendimizi var etmiş olsaydık, kendimizi bilirdik” dedi.
“İlk işiniz kendinizi tanımak olmalı”
“Kendini bilen rabbini bilir” diyen Prof. Dr. Deniz, “Kendimizi bilmek, kendimizi konumlandırmak için gereklidir. Kendi yeteneklerimizi kabiliyetlerimizi iyi bildiğimizde, nerede durmamız gerektiğinin imkânına varıyoruz, hayatta şaşkın olmuyoruz. Bu nedenle ilk işiniz, kendinizi tanımanız olmalı. Çünkü kendinizi tanımak, toplumdaki yerinizi bilmektir. Kendini bilmeyen her şey olmak ister, her şey olmak isteyen ise hiçbir şey olamaz” diye konuştu.
Korkunun sebebi bilmemektir
Kendimizi bilmenin aslında insan olduğumuzu bilmenin önemli bir yolu olduğunu belirten Prof. Dr. Gürbüz Deniz, “İnsan kelimesi iki anlama gelmektedir, birisi ünsiyet yani ülfet, yakınlık diğeri nisyan… İnsan tek başına yaşayamaz çünkü sosyal bir varlıktır, başkalarına muhtaçtır bu muhtaçlık da onun ünsiyetinden kaynaklanır. İnsanın ünsiyetinin olabilmesi için kendisini, çevresini, ailesini, kâinatını bilmesi lazım. Bilmek, ünsiyetin birinci aşamasıdır. Bilmezseniz hiç kimseyle ünsiyet kuramazsınız. Korkunun sebebi bilmemekten doğar. Onun için bilmek önemlidir” dedi.
“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır”
Okuduklarından yeni şeyler üreten tek canlının insanoğlu olduğunu aktaran Prof. Dr. Deniz, “İslam’ın şartlarından bir tanesi, kitaba iman etmektir. Kitaba iman etmek aslında okumaya iman etmektir. Okumuyorsanız iman etmiş sayılmazsınız, bilim insanı olamazsınız, kendinize yetemezsiniz, topluma, hiç kimseye bir faydanız olmaz. Okumak, benzer kitapları okumak değil farklı olanı okumaktır. Bu zihninizi açacak bir durumdur. Bu nedenle iki gününüz birbirine eşit olmasın. İki günü birbirine eşit olan ziyandadır. Okuyun ve isyan edin ama kadirşinas isyan… Yani düşüncelere karşı isyankâr, şahıslara karşı ise kadirşinas” ifadelerinde bulundu.
“Farklılıklar güzellikleri ortaya çıkarır”
İnsan, insanlık ve insaniyet kavramlarına değinen Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürbüz Deniz, “İnsan; birey, fert demektir. Her insan bedenine sahip olmakla ferdiyetini kazanır, birey ise biriciktir. Allah eşsiz yaratır. Hiç kimse diğerinin aynısı değildir. Birey olarak herkes diğerinden en az yüzde 20-30 farklıdır, bu farkı da insan, kendi iradesi ve bilgisiyle ortaya koyar. İnsanların varoluş kavgası işte o farkı ortaya koymaktır. Farkı ortaya koyduğumuzda çeşitlilik ve güzellik ortaya çıkacaktır. Birey bu anlamda çok önemlidir. Çünkü birey güçlü değilse toplum hiçbir şey ifade etmiyor. Bireyi bilgiyle, özgürlük alanı tanımakla, geleceğe ilişkin kapıları açmakla güçlendirmeniz lazım. İşte siz öğrencilerimizin burada bulunması size bir kapının açıldığı anlamına gelir. İnsanlık ise bir kişi değildir bir soyut düşüncedir. Tüm insanların özelliklerini kendinde toplayan varlığın kemalidir. İnsaniyet demek ise ahlaklı olmak demektir” şeklinde konuştu.
“Dengede olan mutlu olur”
İnsanın, ruh beden ve nefisten meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Deniz Gürbüz, şunları söyledi: “Ruh ve beden, nefsi yani kimliği oluşturur. Bu kimliğin dengede olması mutluluğu da beraberinde getirir. Arzulu nefis, her şeyi ister, bu çok istekli olan nefis akılla frenlendiğinde en büyük mucitler orada çıkar. Kızgın nefisler ise akılla frenlendiğinde en adil olanlardır. Akıl, insanın bütün varoluşunu kuşatan tek yoldur. Akla doğru verileri verirseniz, kesinlikle doğru sonuç çıkar. Önerilerimiz, tekliflerimiz ne kadar doğruysa, akıl o kadar doğru yapar. Akıl bir yetenektir. Bu nedenle 4 erdeme riayet etmeliyiz; cömertlik, iffet, şecaat ve hikmet… Bunlara riayet ettiğiniz zaman dağlar önünüzde eğilir ve selam verir. Bu nedenle sakın yalan söylemeyin, ümitsiz ve aceleci olmayın.”
Program, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar’ın, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürbüz Deniz’e plaket takdiminin ardından, toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.