Pasta yiyerek sağlıklı kalmak mümkün mü?
Pastanızın tadını çıkarırken dengeyi korumak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınızı desteklemenin anahtarıdır.
Kutlamaların vazgeçilmezi olan pasta, suçluluk duygusuyla değil, keyif ve dengeli bir yaklaşımla tüketildiğinde sağlıklı yaşamın bir parçası olabilir mi? Araştırmalar, bunun mümkün olduğunu gösteriyor.
Tatlılar, özellikle de pasta, insanlık tarihindeki en eski ritüellerden biri. Doğum günlerinden düğünlere kadar, pasta sadece bir tatlı değil; aynı zamanda birlikteliğin, sevincin ve paylaşmanın sembolü. Ancak günümüzde tatlı isteğimizi artırmak ve dopamin seviyemizi yükseltmek için özel olarak tasarlanan; ilave şeker ve emülgatörler gibi bir çok katkı maddesi içeren ultra işlenmiş pastalar, hem diyetimizi sürdürmenizi hem de bağırsak mikrobiyotamızı destekleme ve genel sağlık hedeflerimize ulaşmamızı zorlaştırabiliyor.
İngiltere’de yapılan bir araştırmada, katılımcıların %68’inin işyerinde sunulan pastalara direnmekte zorlandığı belirlendi. Canterbury Üniversitesi tarafından yayınlanan başka bir araştırma, çikolatalı pastayı suçluluk duygusuyla ilişkilendiren kişilerin, yeme alışkanlıkları üzerinde daha düşük düzeyde davranışsal kontrole sahip olduklarını ve çikolatalı pastayı kutlamayla ilişkilendiren kişilere kıyasla 18 aylık bir süre boyunca sağlıklı bir kiloyu korumada daha az başarılı olduklarını gösterdi. Çalışmalar belirli yiyeceklerin yasaklanmasının, bu yiyeceklere olan ilgiyi artırdığını ve genellikle aşırı tüketimle sonuçlandığını ortaya koyuyor. Bu durum, klinik pratikteki deneyimlerimle de örtüşüyor. Hayatlarını pasta gibi belirli yiyeceklere olan isteklerine direnmeye çalışarak geçiren birçok danışanım, sonunda bu isteklerin katlanarak arttığını fark ediyor. Ve bu istek artışı yaşandığında genellikle tek bir porsiyonla yetinemediklerini, bunun da zararlı bir aşırı yeme-suçluluk-kısıtlama döngüsüne yol açtığını görüyoruz. Bu sebeple yiyecekleri tamamen yasaklamak yerine, ölçülü ve keyif alarak tüketmek, uzun vadeli sağlık hedefleriyle daha uyumlu bir yol sunmaktadır. Bu yaklaşım, besin ile sağlıklı bir ilişki kurarak bireylerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarını korumalarına yardımcı olabilir.
Bir yanda geleneksel bir kutlama ögesi olarak pastanın keyfini çıkarma arzusu, diğer yanda sağlıklı yaşam hedefleri. Peki, bu ikilemi nasıl çözebiliriz?
Alternatif Yaklaşımlar
Evde hazırlanan pastalarda içerikleri kontrol edebilme fırsatımız vardır. İşte hem lezzeti hem de sağlığımızı destekleyebilecek bazı öneriler:
- Tereyağı yerine zeytinyağı kullanılabilir.
- Beyaz şeker yerine hurma püresi, taze ve kuru meyveler kullanılabilir. Ayrıca havuç gibi sebzeleri ve ceviz, fındık gibi kuruyemişleri kullanmak da kek ve pastalarda lezzeti artırabilir.
- Beyaz un yerine tam buğday unu, yulaf unu, badem unu veya nohut unu kullanmak lif oranını artırır.
- Krem şanti veya yüksek şeker içeren kremalar yerine, yoğurt veya labne ile yapılan hafif kremalar kullanılabilir.
Dışarıda pasta tüketirken dikkat etmemiz gerekenlerin başında iste porsiyon kontrolü gelir. Daha küçük bir dilim tercih edebilir veya bir arkadaşınızla paylaşabilirsiniz. Şeker ve yağ içeriği yüksek seçenekler yerine meyve bazlı veya tam tahıllı un kullanılarak hazırlanmış alternatifleri seçmek daha sağlıklı bir tercih olabilir. Ayrıca, kremalı ve şekerli soslarla kaplı pastalar yerine daha sade olanlar tercih edilmelidir. Pastayı yemeden önce yanında protein içeren bir gıda (şekersiz sütlü kahve gibi) tüketmek, kan şekeri dengesini korumaya yardımcı olabilir.
Pastanın burada bir metafor olduğunu unutmamak gerekir. Bizim yaklaşımımız çıkarmaktan çok eklemeye odaklanmak olmalıdır. Bu, hiçbir yiyeceği tamamen hayatımızdan çıkarmayı desteklemediğimiz anlamına gelmektedir. Araştırmalar gösteriyor ki, belirli yiyecekleri tamamen yasaklamak, onları ‘yasak meyve’ haline getirerek daha cazip kılabilir ve bu yiyeceklere eğilimi artırabilir. Bir isteği ne kadar çok bastırmaya çalışırsanız ona direnmek o kadar zor hale gelir ve kontrolsüz tüketme olasılığınız da o kadar artar. Günümüzde birçok diyet programı belirli yiyecekleri yasaklamayı önerse de, bu yaklaşımın uzun vadede sürdürülebilir olmadığı artık biliniyor.
Sağlıklı bir yaşam, yasaklarla değil, yiyeceklerle barış içinde yaşamakla mümkündür. Pastanızın tadını çıkarırken dengeyi korumak, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınızı desteklemenin anahtarıdır.