Otoriter politikalarla uygarlık yönetilemez
Otoriteler politikalardaki artış ve iklim değişikliği medeniyeti tehlikeye atıyor.
Endüstriyel medeniyet, sürdürülebilir değil, uygarlıkta dev bir sıçrama yapmak zorundayız. Bilim insanlarına göre, “ya şimdi ya asla” önümüzdeki beş yıl içinde yapacaklarımız yüzyılın geri kalanındaki mutluluğumuzu belirleyecek.
Science dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, 40 yıllık kuraklıklar incelendi. İsviçre Federal Orman Enstitüsü 1980 ile 2018 yılları arasındaki meteoroloji verilerini analiz etti, “daha uzun/daha aşırı/daha fazla alanı kapsayan çok yıllık kuraklıklarda artış olduğu tespit edildi. 1980’den beri her yıl kuraklıktan etkilenen alanlar ortalama 50 bin kilometrekare genişledi.
8,2 milyarlık insanlık çöküşün eşiğinde, medeniyet bir kavşakta. Schumacher Sürdürülebilir Enstitüsü üyesi Dr. Nafeez Ahmed’e göre, “otoriteler politikalardaki artış ve iklim değişikliği medeniyeti tehlikeye atıyor. Temiz enerji/yapay zekâ/laboratuvar etlerle dünya korunabilir ancak bunlar eski hiyerarşiler tarafından yönetilemez. İnsanlık dünyayı yok etmeden bol enerji/yiyecek ve bilgi üretecek yeni bir sıçrama yaratmak zorunda. Gelişim için gereken yeteneklerin etik riskleri için sorumluluk dağıtılmalı.
Toronto Üniversitesi’nden Profösör Daniel Brooks, “dünyanın teknolojik çözümsüzlük sorunu var, iklim değişikliği teknolojiden daha hızlı ilerliyor. Çözüm, davranışlarımızı değiştirmekte ve bilim karşıtı otoriteleri seçmemekte” diyor. 2024’te bir grup bilim insanı “gezegenin dokuz eşiğinin aşıldığını” söylerken, Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard “savaşlar, aşırı eşitsizlikler, yeni teknolojilerin yanlış kullanımı insanlığı dönüm noktasına getirdi” diyor.
Demem o ki, uygarlık battı batıyor, denize düşen yılana sarılıyor. Yılan huyu sokmak, doğasında var. Halbuki kartalın kargaya yem olmaması için en iyi bildiği şeyi yapıp kollarını ufka açıp daha yukarı daha yukarı süzülmesi yeterli.