Obezite dünya sağlığını tehdit ediyor
Dünya çapında 988 milyon kişiyi etkileyen obezite, insan sağlığını tehdit eden kritik hastalıklar arasında yer alıyor. Dünya Obezite Federasyonu her yıl 4.7 milyon kişinin obezite ile ilişkilendirilen hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini bildiriyor. Türkiye’de ise her üç kişiden birinin sağlığı obeziteden etkileniyor.
Obezitenin tüm coğrafyalarda ve hemen her yaş grubunda artış göstermesi, küresel bir sağlık krizi olarak görülmesine neden oluyor. Dünya Obezite Federasyonu edindiği verilere göre, obeziteden tüm dünyada 988 milyon kişinin etkilendiğini ve 2035 yılında dünya nüfusunun yarısının fazla kilolu veya obez olacağını öngörüyor. Bu nedenle de obezite, dünyanin geleceğini tehdit eden bir hastalık olarak dikkat çekiyor.
Ülkemizde üç kişiden biri obeziteden etkileniyor
Küresel bir salgın olarak görülen obezite, ülkemizde de ortalama olarak her 3 kişiden birinin sağlığını etkiyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sinem Kıyıcı, çeşitli araştırmalar sonucunda 1.000’den fazla gen varyantının obezite ile ilişkili olduğunun saptandığını belirtiyor ve ekliyor: “ Obezitenin genetik nedenleri ile ilgili araştırmalar devam ederken, bugün 1.000’den fazla gen varyantının obezite ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Toplumda yaygın olarak görülen obezite tipinde, bireyde kilo artışına eğilim yaratan birden fazla gen varyantının birlikte bulunduğunu biliyoruz. Obezite ile ilişkilendirilen birden fazla gen varyantının bulunması, vücutta daha az kalori yakılmasına, yağ depolama eğiliminin artmasına ve enerji için gereken yağ yakma yeteneğinin azalmasına neden olabilmektedir. Bu da fazla yağ birikimine neden olacaktır. Diğer tarafta ise, günümüzde yaygın olan hareketsiz yaşam biçimi ve yüksek yağlı beslenme alışkanlığının açlık ve tokluk hormonlarını düzenleyen sistemlere ve diğer vücut fonksiyonlarındaki normal işleyişe olumsuz olarak etki etmesi, kilo alınmasına ve yağlanmaya neden olabilir.”
Doktor kontrolünde kilo kaybı hızla iyileşmeyi destekliyor
Beslenme alışkanlıklarında ve yaşam biçiminde yapılan bazı düzenlemeler obezite riskinin azalmasına yardımcı olabiliyor. Obezite hastalığının geliştiği durumlarda ise hastaların kendi ihtiyaçlarına özel farklı tedavi metotlarının hekim kontrolü ve yönetiminde belirlenmesi çok önemli. Hastaların kilo vermelerini takiben genel sağlık durumlarında da hızlıca olumlu etkiler görülüyor. Örneğin, İngiltere’de yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre, VKİ’si 40 kg/m2 olduğu tahmin edilen bireylerde, başlangıç kilosundan ortalama %13 oranında kilo kaybedilmesi durumunda Tip 2 diyabet riskinde %41, uyku apnesi riskinde %40, hipertansiyon riskinde %22, dislipidemi riskinde %19 ve astım riskinde %18 azalma sağlanıyor.