Lev Tolstoy’un sözleriyle asrın felaketi üzerine
Tolstoy’un sözlerinde olduğu gibi, eğer bu büyük felaketin acısını yalnızca kendimizde değil, başkalarında da hissedebiliyorsak, insanlığımız hala yaşıyor demektir.
6 Şubat 2023… 53 bin 537 can kaybı, 107 binden fazla yaralı, 103 milyar dolar maddi zarar… O sabah Türkiye’nin dört bir yanında siren sesleri yankılandı. Hayatın ritmi bir anda değişti; sessizliği yırtan çığlıklarla uyandık. Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve çevresindeki pek çok şehirde yaşanan bu deprem, asrın felaketi olarak tarihe kazındı. Enkaz yığınları altında kalmış canlar, sevdiklerini kaybetmiş gözler ve ne yapacağını bilemeyen eller. Bu deprem, yalnızca binaları yıkmadı; milyonlarca insanın hayatını altüst etti.
Tolstoy’un dediği gibi, acıyı duymak bizi canlı kılar. Ancak başkalarının acısını yüreğimizde hissedebildiğimizde, gerçekten insan olmanın anlamına ulaşırız. İşte o sabah bizler, insan olmanın en zor sınavlarından birini verdik. Kimi insan enkaz altından çıkmak için çabalarken, kimisi enkaza koşan bir yardım eli oldu. Doktorlar, arama kurtarma ekipleri, gönüllüler… Hepsi oradaydı. Sınırların, mesafelerin, kimliklerin önemi kalmamıştı. Bir halk olarak aynı kalbin attığını hissettik.
Depremin üzerinden iki yıl geçerken, hafızalarımızda derin izler bırakan anılar hala taptaze. Yalnızca kaybettiklerimizi değil, dayanışmayla ayağa kaldırdığımız insanları da hatırlıyoruz. O dönem açılan sofralar, çadır kentlerde paylaşılan ekmek ve battaniyeler, göz yaşlarıyla ısıtılan sarılmalar… Her biri insan olmanın şifresini içinde barındırıyordu: empati ve dayanışma.
Peki, ne öğrendik?
Bu deprem bize doğa karşısında ne kadar çaresiz olabileceğimizi, ama insan ruhunun dayanıklılığının sınır tanımadığını gösterdi. Ancak yalnızca acıyı paylaşmak yetmez. Bu felaketin ardından almamız gereken dersler var:
Sağlam yapılar inşa etmek zorundayız. Depremin bize fısıldadığı acı gerçek, sadece doğanın değil insan hatalarının da yıkıcı olabileceğiydi. Standartlara uygun inşa edilmeyen binalar, ihmalkârlık ve denetimsizlik, kaybedilen binlerce canın ardındaki nedenlerden biri oldu.
Dayanışma ağlarını genişletmeliyiz. O an yanımızda kim vardıysa, onların varlığıyla hayatta kaldık. Ancak bu dayanışmanın geçici olmaması gerekiyor. İhtiyacımız olan şey, kriz anlarında daha organize olabilecek sürdürülebilir sosyal yardımlaşma sistemleri.
Hafızamızda kalmalı, unutulmamalı. İnsan unutur. Ancak bu kadar büyük bir acıyı hatırlamaya mecburuz ki aynı hataları tekrar yaşamayalım. Yaşananlar sadece birer istatistik değil, her biri birer yaşam hikayesiydi.
İnsanlık neden vazgeçilmezdir?
Çünkü en karanlık anda bile birbirine uzanan eller vardır. Çocukların kurtarılıp battaniyelere sarıldığı o anlar, insan olmanın mucizesidir. Yıkıntılar arasından çıkarılan bir hayvan bile bize yaşama bağlanmayı hatırlatır. İnsan, acıya rağmen umut besleyen bir varlıktır. Acılarımızı paylaştıkça ve dayanışma kültürümüzü diri tuttukça, her felaketten sonra yeniden ayağa kalkabiliriz.
6 Şubat depremi, bizi bir ulus olarak hem acıyla sınadı hem de dayanıklılığımızı gözler önüne serdi. Tolstoy’un sözlerinde olduğu gibi, eğer bu büyük felaketin acısını yalnızca kendimizde değil, başkalarında da hissedebiliyorsak, insanlığımız hala yaşıyor demektir. Ama bundan sonra da insan kalmak istiyorsak, sorumluluklarımız var: Daha güvenli şehirler, daha bilinçli toplumlar ve daha güçlü dayanışma bağları.
Depremin acısı geçmez, depremin onun ardından neler yapabildiğimiz, gelecekte bizi güçlü kılacak. İnsan ruhu, sadece acıyla değil, acıya karşı koyma cesaretiyle de tanımlanır. O sabah kalplerimizde açılan yaraları, dayanışmanın merhemiyle sarabiliriz.
Unutmayalım ki, her enkazdan çıkartılan hayat, insanoğlunun en güçlü yanını -umudu- taşır ve bu umutla, yeni bir gelecek inşa edebiliriz.
Dünyanın en büyük depremlerinin olduğu ülke Şili’dir. Gelişmiş ya da iyi yönetilen bir ülke değildir. Buna rağmen 1960’lardan sonra bütün binalarını doğru şekilde yenileyerek depremi tamamen unutmuştur. Yakın zamanda, 2024 Hualien depremi, 3 Nisan’da, Tayvan’ın Hualien ilçesinin merkezi Hualien şehrinin 18 km güney-güneybatısında Mw 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde en az 10 kişi öldü, 1000’den fazla kişi de yaralandı. Hepsi bizim için öğrenilmiş dersler. Dersimize iyi çalışırsak, depremlere dayanırız. Depremler öldürmez ihmaller zincirleri öldürür.