Koza Buluşmaları’nda mahremiyet ve iktidar tartışıldı
Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Koza Buluşmaları’nın 2025 yılındaki ilk konuğu, ödüllü yazar Hakan Akdoğan oldu.
Nilüfer Belediyesi, 2025 yılının ilk Koza Buluşmaları etkinliğinde yazar Hakan Akdoğan’ı ağırladı. Edebiyatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ve Koza Kütüphane’de düzenlenen söyleşide; “Uysal Bedenler ve Mahremiyet Erozyonu” konusu ele alındı. Yazar Hakan Akdoğan, modern dünyada bireylerin iktidar mekanizmaları tarafından nasıl şekillendirildiğini ve sosyal medyanın gözetleme kültürüne etkilerini anlattı.
Modern ve postmodern dünyada beden, kimlik ve iktidar ilişkisi üzerine görüşlerini paylaşan Akdoğan, “Bedenin iktidarla olan ilişkisi tarihin her döneminde varlığını sürdürüyor. Hepimiz, içine doğduğumuz dilin ve kimlik kalıplarının etkisine maruz kalıyoruz” dedi. Söyleşide özellikle biyo-iktidar kavramı üzerinde duran Akdoğan, sosyal medyanın gözetleme ve teşhir aracı haline geldiğini belirterek, bunun biyo iktidarın en büyük silahı olduğunu söyledi. “Günümüzde herkes adeta bir kamerayız, hepimiz bile isteye gözetliyor ve gözetleniyoruz” diyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medya; gözetlemenin, gözetlenmenin, teşhir etmenin ve edilmenin en önemli aracı ve biyo-iktidarın en büyük silahıdır. Çünkü biz bile isteye nerede ve kimlerle olduğumuzu duyuruyoruz. Bunu da seve seve yapıyoruz. Yapmazsak da norm dışı kalıyoruz.”
Mahremiyet erozyonunun, günümüzün en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Bizler dünya tarihinde mahremiyet erozyonunu en çok yaşayan nesiliz. Bunu bizden sonrakiler daha fazla yaşayacak. Bilgisayarınızın, telefonunuzun başında attığınız her adım, mahremiyet erozyonuna neden oluyor. Ancak kaçınılmaz olarak da bunu yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Günümüz toplumunda bireylerin sürekli bir performans sergilemek zorunda kaldığını da vurgulayan Hakan Akdoğan, “Hayatımız boyunca hep bir performans sergiliyoruz. Performans, bir kimlik haline gelmeye başlıyor. Halbuki performansımız kimliğimiz değildir. Kimlik bireyin temeli değildir. Kimlik inşa edilebilir, değiştirilebilir ve söylemle dönüştürülebilir” şeklinde konuştu.
Modern dünyada özgürlük kavramının da tartışmalı olduğunu belirten yazar, “Belirli bir çerçeve içinde, tanımların içinde özgür olmaktan bahsediyoruz. Bunun için de mücadele ediyoruz. Ama gerçek özgürlük bu mu tartışılır. Çünkü çerçevenin içinde kalmak uysal bir bedene sahip olmak demektir” değerlendirmesinde bulundu.
Söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Hakan Akdoğan, “Kenet” isimli kitabını da okurları için imzaladı.