İstanbul’u balya balya soymuşlar, şimdi hesap verme zamanı
İstanbul, tarihin her döneminde medeniyetlerin beşiği, kültürlerin buluşma noktası olmuştur.
Ancak son yıllarda bu kadim şehir, adeta bir yağma alanına dönüştürülmüş durumda, seçilmeden önce bol bol vaadleri sıralayıp hiçbir şey yapmayanlar ve İstanbul nimet nimet deyip İstanbul’u soyanlar “Balya balya paralar nereden geldi, nereye gitti?” sorusu, her İstanbullunun zihnini meşgul ediyor. MASAK raporlarına göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yaşanan yolsuzluklar, şehrin 560 milyar lira kaynakla soyulduğunu ortaya koyuyor. Peki, bu kadar açık seçik bir vurgun nasıl gerçekleşti? Denetim mekanizması neden zamanında önlem almadı? Ve asıl soru, Bu hesabı kim verecek?
Yolsuzluğun boyutları ve sorumlular
Yolsuzluk, sadece bir belediyenin değil, tüm ülkenin kanayan yarasıdır. İster AK Parti, ister CHP, ister MHP, ister BDP belediyeleri olsun, kim olursa olsun bu milletin parasını çalanlar, yargı önünde hesap vermelidir. Çünkü bu kaynaklar, bu milletindir. İstanbul’un kaynakları, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de hakkıdır. Bu kadar büyük bir vurgunun arkasında kimler var? Kimler bu milletin parasını balya balya çaldı? Bu soruların cevapları, mutlaka açığa çıkarılmalı ve sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Üniversiteler ve akademisyenler, neden alet oluyor?
Yolsuzluğun boyutları bu kadar netken, neden üniversiteler ve akademisyenler bu işe alet oluyor? Neden sokak çağrıları organize ediliyor? Bu marjinal grupların içinde her yerde adamları var. Ülkeyi karıştırmak, kaos yaratmak için çabalıyorlar. Peki, bu gruplar neden devletin makamlarından besleniyor? Neden saltanat kurma peşindeler? Bu hırsızların arkasından destekçi olmak, hangi vicdana sığar? Dünyanın hangi ülkesinde böyle usulsüzlükler, böyle açık seçik yolsuzluklar görülmüştür?
Şimdi hesap verme zamanı!
Artık hesap verme zamanı gelmiştir. Kim olursa olsun, bu milletin parasını çalanlar, yargı önünde hesap vermelidir. Bu, sadece bir siyasi parti meselesi değil, milletin meselesidir. İstanbul’un kaynakları, bu şehrin geleceği, bu ülkenin çıkarlarıdır. Bu kaynaklar, bu milletindir. Hiç kimse, bu milletin hakkını yiyemez, bu şehrin geleceğini karartamaz.
Peki şimdi ne yapmalı?
Şeffaflık Belediyeler, özellikle büyükşehir belediyeleri, tüm harcamalarını şeffaf bir şekilde halka açıklamalıdır. Her kuruşun nereye harcandığı, her projenin maliyeti, halkın bilgisine sunulmalıdır.
Yargının tarafsızlığı yargı, tamamen tarafsız bir şekilde bu yolsuzlukları soruşturmalı ve sorumluları cezalandırmalıdır. Hiçbir siyasi etki, yargının kararlarını etkilememelidir. Etkilemeye çalışanlar hakkında soruşturma açılmalı. Toplumsal duyarlılık, Halk, bu tür yolsuzluklara karşı daha duyarlı olmalı ve sesini yükseltmelidir. Sivil toplum örgütleri, medya ve akademisyenler, bu konuda halkı bilinçlendirmeli ve yolsuzlukla mücadele etmelidir.
Siyasi İrade Siyasi partiler, yolsuzluk yapan üyelerini korumak yerine, onları yargı önüne çıkarmalıdır. Parti içi denetim mekanizmaları güçlendirilmeli ve yolsuzluğa göz yumanlar cezalandırılmalıdır
İstanbul, bu milletin göz bebeğidir. Bu şehrin kaynakları, bu milletin geleceğidir. Hiç kimse, bu şehrin geleceğini karartamaz, bu milletin hakkını yiyemez. Balya balya paraların nereden geldiği, nereye gittiği mutlaka açığa çıkarılmalı ve sorumlular hesap vermelidir. Bu, sadece İstanbul’un değil, tüm ülkenin meselesidir. Çünkü bu kaynaklar, bu milletindir. Ve bu milletin hakkı, asla çiğnenemez.