Hoshin Kanri

“Hangi limana yelken açtığını bilmiyorsan, hiçbir rüzgar işine yaramaz.”

Seneca’nın bu sözü, bir amaç sahibi olmanın insan hayatına kattığı değeri ne güzel anlatıyor…

Hedeflediğimiz işlerin ne gecesi, ne gündüzü, ne yazı, ne de kışı var. Gerekirse en dibe vuracağız. Önemli olan bu mücadeleden sağlam çıkmak değil mi? İşte o zaman ayaklarınız yere daha sağlam basar; hiçbir darbe, hiçbir güç sizi yolunuzdan, hedefinizden alıkoyamaz.

Çok sevdiğim yazar Haruki Murakami’nin dediği gibi:

“Fırtına geçtikten sonra nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız. Nasıl hayatta kaldığınızı da. Ancak bir şey kesindir: Fırtınadan çıktıktan sonra, fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız.

Bu noktada Hoshin Kanri’den bahsetmek istiyorum. Hoshin Kanri, bir şirketin stratejik hedeflerinin, organizasyonun tüm seviyelerinde ilerlemeyi ve eylemleri yönlendirecek şekilde uygulanmasını sağlayan bir yöntemdir.

Başarı; gönlünü işe vermekle başlar.

Starbucks ve Howard Schultz’un İlham Veren Hikayesi ve kitabı “Starbucks: Gönlünü İşe Vermek”

Düzenli olarak Starbucks’ı eleştirenlere bir soru sormak istiyorum:

Neden ülkemizdeki Kahve Aşkı, Kahve Diyarı ya da benzeri isimlerdeki işletmeler uluslararası anlamda çarpıcı bir başarı öyküsü yaratamadı?

Belki de bu işletmelerin böyle bir hedefi hiç olmadı. Belki de riskten kaçınma stratejimiz, bu tür yatırımları engelliyor.

Starbucks’ı bir dünya markasına dönüştüren Howard Schultz’un hikayesini okurken ilham aldım. Schultz, Seattle’da tek bir mağaza ile başladığı bu yolculuğu tüm dünyaya yaymayı başardı. Onun en gurur duyduğu şey, insanlar arasında kurduğu güven ortamıydı.

Schultz’a göre:

Zafer, tek bir kişinin çabalarıyla değil, aynı değeri paylaşan bir ekiple mümkündür.

Şans, planlamanın arkasından gelir.

Bir şirketin kalıcılığı, hayalperest, girişimci, profesyonel yönetici ve lider gibi farklı insan tiplerinin bir arada çalışabileceği bir ortam sunmasına bağlıdır.

Starbucks çalışanlarına “partner” diyerek onları şirketin bir parçası haline getiren bu yaklaşım, başarıya ulaşmalarının sırlarından biridir.

Kitabını okurken kendime birçok ders çıkardım. Schultz’un şu sözü ise bende derin bir iz bıraktı:

“Başarı verilmez, hak edilir.”

Sürekli Gelişim ve Küçük Adımların Gücü

Bugün sürekli gelişiminiz için ne yaptınız?

Sürekli gelişim, günlük hayatımızda uygulayabileceğimiz küçük ve istikrarlı adımlarla mümkündür. Ancak bu basit adımları bile uygulamakta zorlanırız.

Bunun nedeni, bilinçaltımıza zamanla başarısız olduğumuza dair yanlış bilgiler yüklememizdir. Ancak %1’lik küçük başarılar bile bilinçaltımızı yeniden eğitmek için bir anahtardır.

Sürekli İyileştirme felsefesini benimsediğinizde hayatınız bir anda değişmez. Ancak zamanla, tutarlı ve sürekli gelişimle, hayata daha dirençli, güçlü ve motive bir şekilde devam edersiniz.

Unutmayın: Parçalara böldüğünüz sürece ulaşamayacağınız hedef yoktur.