Gıybetin zararları bilinmiyor
Gıybetin en önemli özelliği kişinin hakkında bilgi sahibi olmadığı konu hakkında ileri geri konuşmasıdır.
Okumuş ve kendini güzel bir eğitim ve ilimle geliştirmiş olan insanların, sıradan hale gelmiş gıybet durumuna bakış açısı nedir? Herkesle eşit olabilir mi?
Günümüzün en tehlikeli konusu olanlardan biride gıybettir ve insanların gıybet etmeye ihtiyaç duymaları eğitimin bir eksikliği mi, yoksa tamamen bir yaşayış adabı mı, yoksa bir karakter sorunu mu?
Bunun nedenini araştırırken dini eğitimi ve ahlaki adabımızı ne kadar dikkate almamız gerekir ve gıybet için ilahi dinin bakışı nasıldır?
Yüce Allah dünyada var ettikleri içinde insanı en mükemmeli olarak yaratmış. Rabbimiz insanların her husus da iyilikler ve güzellikler içerisinde olmalarını arzu ederken, kendilerine yakışmayacak çirkinliklerinde her çeşidinden uzak durmalarını öğütlemektedir.
İnsanoğlunun dilinden çıkan ve kendisine dünya ve ahiret sıkıntısını getiren zararlardan biride (uzak durmamız gereken) gıybettir. Öyle ki yaptığınız bütün iyilikleri mum gibi eriten o gıybet, cehenneme de çok ciddi bir azap ve zemin hazırlar.
Yüce Rabbimiz bir hadisinde şöyle diyor; “Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı çok tehlikeli ve günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın.”
Sevgili Peygamberimiz de; “Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır” (Resûlullaha sordular Söylenen ayıp eğer o kardeşinde varsa, ne dersiniz? diye soruldu.)
Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftira ettin demektir bu kadar ağır bir tehlikeyle yaşadığımız bir çağda sözlerimizin bilincinde olmalıyız.
Kıskançlık, çekememezlik, kibir, istememek, haset, dedikodu, gibi kötü alışkanlık haline getirdiğimiz bu durumlardan muhakkak kendimizi muhafaza etmeliyiz.
Gıybetin en önemli özelliği kişinin hakkında bilgi sahibi olmadığı konu hakkında ileri geri konuşmasıdır. Oysaki Allah-u Teala bir ayette bizlere şu tavsiyede bulunmaktadır; “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi, yaptıklarından sorumludur.”
İnsan bazen söylediği sözlerin kimse tarafından duyulmayacağı zannına kapılır. Oysaki insanlar tarafından bilinmese bile, insanı yaratan dünyada yaptıklarını hesaba çekecek olan Allah-u Teala yarattıklarının neler yaptığını bilmekte. Ona göre yaşamalı fani olan kul.