GESİAD’dan ekonomi sohbetleri
Genç Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği Bursa Şubesi (GESİAD) ve U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneği (BİMED) tarafından düzenlenen “Bursa Ekonomi Sohbetleri” programında ülke ekonomisi masaya yatırıldı.
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) Yalçın Aras Konferans Salonu’nda BİMED Başkan Yardımcısı Emre Balıca moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda, Ekonomist Yazar Atilla Yeşilada, Ekonomi Yazarı Çetin Ünsalan, Ekonomist TV Programcısı Özlem Derici Şengül, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Halis Ertürk, Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü İstatistik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkan Işığıçok ve Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölümü’nden Doç. Dr. Derya Hekim konuşmacı olarak yer aldı.
“ÜLKE OLARAK ZOR BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ”
Programın açılış konuşmasını yapan GESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Papatya, ülke olarak ekonomide zor dönemler yaşadıklarını söyleyerek, “Bilinmezliklerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bırakın altı ay, üç ay, bir ay, hatta bir hafta sonrayı net olarak görebilmeyi, yarının bile nasıl olacağına ilişkin bir öngörümüz olamıyor. Ülke olarak çok zor bir dönemden geçmekteyiz. Bir yandan, yanı başımızdaki bölgesel savaş ve çatışmaların şiddeti giderek artarken, diğer taraftan dünya genelinde yaşanan durgunluk ve belirsizlik ekonomileri derinden etkilemeye devam ediyor. Gelişmiş ülkeler, krizi aşmak için doğru adımlar atarken, ne yazık ki yapılan bariz ekonomik hatalar bizi dünyadan negatif olarak ayrıştırmıştır” dedi.
Ülke olarak 2016 yılında hatalı politikaların ekonomiyi zor durumda bıraktığını ifade eden Başkan Tolga Papatya, “Bu olumsuz süreç, 2021 sonrası dönemde daha da hız kazandı. Son 10 yılda fakirleştik. Geride bıraktığımız 10 yılı kaybetmemiş olsaydık, bugün çok farklı bir tabloyu konuşabilirdik. Düşük enflasyon, bütçe disiplini, hiç sorunsuz finanse edilebilen bir cari açık ve stabil Türk Lirası, çok daha yüksek kişi başı gelir anlamına gelecekti. Gelir dağılımı böylesine bozulmayacaktı. Ancak çok vakit kaybettik. Vakit kaybetmenin bedeli ağır oldu” diye konuştu.
“FİNANSMANA ULAŞMAK ZORLAŞIYOR”
Türk ekonomisini düze çıkarmak amacıyla 2023 yılının ikinci yarısından itibaren enflasyonla mücadeleyi merkeze alan programın uygulanmaya başlandığını hatırlatan Başkan Tolga Papatya, “Programın merkezinde; iç talebin daraltılması ve döviz kurlarının düşük tutulmasının anti-enflasyonist etkisinden faydalanmak bulunuyor. Üretimin temel enerji girdileri olan elektrik ve doğalgaz ile lojistiğin temel girdisi olan akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artışlar ile karşılaşıyoruz. Talep enflasyonu bastırılırken maliyet enflasyonunun körüklendiği bir konjonktürden geçiyoruz. Diğer taraftan finansmana ulaşmak giderek zorlaşıyor” şeklinde konuştu.
Enflasyonla mücadele için her kesimin emek verdiğini ifade eden Başkan Tolga Papatya, özel sektör olarak kendilerinin üzerine düşeni yaptığını kamu kesiminin de gereken fedakarlıklarda bulunması gerektiğini söyledi. Uygulanan programla planlanan ekonominin yavaşlatılmasının gerçekleştiğini aktaran Başkan Tolga Papatya, “Bu süreçte sanayi sektörümüz sürecin en büyük kaybedeni oldu. Tüm sektörlere yayılmış bir yavaşlama söz konusu. Firmalar küçülmeye, üretimlerini düşürmeye, istihdamlarını azaltmaya başladı. Bunun sonucu olarak kapanan işyerlerinin sayısı ile birlikte konkordatolar da arttı. Unutulmamalıdır ki, üretim olmazsa ülke de kaybeder” dedi.
“ORTA VE UZUN VADELİ PROGRAMA İHTİYAÇ VAR”
Gelinen noktada Türkiye ekonomisinin zorlu sınavının daha devam edeceğinin altını çizen Başkan Tolga Papatya, “Dış kaynak girişinin desteklediği iç talep ve daha çok tüketim çekişli büyüme döneminin sonuna gelinmiştir. Artık yenilik bazlı ürünler için yatırım ve ihracat çekişli bir büyüme dönemine girmemiz gerekiyor. Kısa vadeli öncelikleri değil, orta ve uzun vadeli gereklilikleri karşılayacak bir programa ihtiyacımız var” diyerek görüşlerini aktardı.
Başkan Tolga Papatya, kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli programa ihtiyaç olduğunu söyleyerek, ”İhracat potansiyelini göz önünde bulunduran yeni bir planlı sanayileşme stratejisi belirlenmeli, dış kaynak bağımlılığını azaltmaya yönelik önlemler olmalı, ülke içi tasarrufları artırmaya odaklanmalı, finansmana erişim kolaylaştırılmalı, kayıt dışı ekonomiyle çok daha etkin mücadele etmeli, istihdamı korumaya yönelik ilave önlemler alınmalı, yatırım-üretim-istihdam-ihracat zinciri ekseni referans alınmalı. Umarız, ülkemizi ilk 10 ekonomi arasına sokacak çalışmalar bir an önce gerçekleştirilir” şeklinde açıklamalarda bulunarak konuşmasını tamamladı.
Açılış konuşmalarının diğer bölümünde söz alan TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Ramazan Kaya ise GESİAD ve BİMED ortaklığında gerçekleştirilen programa katılmaktan dolayı mutluluk duyduğunu söyledi. Yapılan programda yer alan uzman konukların ekonomiye dair mercek tutacağını belirten Ramazan Kaya, ülke olarak geçilen zor sürecin bir an önce aşılması adına çalışmaların bir an önce yapılması gerektiğini ifade etti. BİMED Başkan Yardımcısı Emre Balıca da düzenlenen programın paydaşı olmaktan memnuniyet duyduklarını ifade ederek tüm konuklara katılımlarından dolayı teşekkür etti.
UZMAN KONUKLARDAN EKONOMİ GÖRÜŞLERİ
Programda ilk olarak konuşan Ekonomi Yazarı Çetin Ünsalan, enflasyondaki gevşemenin söylenildiği gibi olumlu seyirde olmadığını söyleyerek, “Bir tarafta talebin dayanmış hali, talebin daha fazla azalmasını olanaksız kılarken, TL bazında artan maliyetler ve gerçek hayatta durmayan enflasyon artış hızı sıkıntının boyutunu büyütüyor. 2025 yılı son derece zor geçecek. Ekonomi yönetimi verilerle yüzleşmek istemedi ve algı yönetimiyle durumu toparlamaya çalışıyor. Şimdi akla hayale gelmeyecek şekilde para toplamaya çalışıyor. Durum ne yazık ki iç açıcı değil” dedi.
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölümü’nden Doç. Dr. Derya Hekim ise dünyadaki siyasi olaylar ve ekonomi döngüsüne dair bir sunum yaptı. Dünyada yaşanan siyasi politikaların doğrudan Türkiye ekonomisine etkisi olduğunu belirten Doç. Dr. Derya Hekim, “Amerika Birleşik Devletleri-AB Ülkeleri ile Rusya-Çin blokları arasında yaşanan rekabet bir ayrıştırmaya yol açıyor. Türkiye coğrafi olarak Avrupa’ya yakınlığı ve Gümrük Birliği nedeniyle ülkeler arasındaki ayrıştırmadan faydalı çıkabilir. Dünya bir değişim içerisinde. Önemli olan bizim değişimin neresinde yer alacağımıza karar vermemizdir” diye konuştu.
“ÜLKELER ARASI BLOKLAR EKONOMİYİ ETKİLEYECEK”
Ekonomist Yazar Atilla Yeşilada da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in liderliğindeki yeni ekonomi yönetiminin uyguladığı para politikaları hakkında konuşarak, “Bu durum büyük ölçekli kurum ve şirketler üzerinde olumsuz etkiler oluşturacaktır. Özellikle vergi politikalarının sıkılaşması kazançları etkileyecek. Mevcut durumlara bakarsak kötü haberlerle dolu bir tablodayız” şeklinde konuştu. Dünya siyasi olayları, iklim krizi ve yapay zeka hakkında da bilgi veren Atilla Yeşilada, esas sorunun ülkeler arası blokların yeniden oluşması halinde Türkiye’nin bu durumdan nasıl çıkacağı yönünde endişelerin olduğu şeklinde görüşlerini bildirdi.
Ekonomist TV Programcısı Özlem Derici Şengül, ekonomi de yaşanan olumsuz durumun 2018’de başladığını ama bugüne 2021’de gelindiğini söyleyerek, “2021 yılında faizlerin düşürülmesiyle sıkıntılı bir sürece girdik. Faizler düşürüldü ama enflasyon düşmedi. Birincisi enflasyonun tek nedeni kur değildir. İkincisi ise sadece finans sağlayarak ihracatı artıramazsınız. Ülke olarak enflasyonla mücadele etme konusunda tecrübesiz bir ülke değiliz. Geçmiş döneme baktığımızda 14 yıl boyunca enflasyonu 7-10 arası tutmayı başarabilmişiz” dedi. Özlem Derici Şengül, enflasyonun düşürülmesi için yapılması gerekenler hakkında da bilgi verdi.
AKADEMİSYENLERDEN “BİLİM” VURGUSU
Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü İstatistik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkan Işığıçok ise, “İş Dünyasında Karar Vermek, Fark Yaratmak ve Değer Katmak İçin Üçüncü Göz: İstatistik” konulu sunum yaptı. İş dünyasında tutunmanın istatistik ve bilim ile olacağını söyleyen Prof. Dr. Erkan Işığıçok, “Hz. Mevlana’nın dediği gibi ‘Ne yaparsan yap, aşk ile yap’ ancak içine bilimi de katmalıyız. Bütün işler kalite sistemine uygun olarak yürütülmeli. Ülke çapında başarıya ulaşmak için stratejik planlama ve denetleme mutlaka yapılmalıdır. Rekabette öne çıkmanın yolu istatistik biliminden geçmektedir” dedi.
Programın son konuğu Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Halis Ertürk de maliyet muhasebesi konularında konuşmasını gerçekleştirdi. Sürdürülebilir dengenin önemine değinen Prof. Dr. Halis Ertürk, dünyanın dengesini bozan etkenlerin ekonomiyi de bozduğunu vurguladı. Ekonominin temelini doğa ve insan arasındaki ilişkinin belirlediğini aktaran Prof. Dr. Halis Ertürk, hurafelerle değil bilimle hareket edilmesi gerektiğini ifade etti. Ülkenin ekonomik olarak refaha çıkması için yapılması gerektiğini verdiği örneklerle açıkladı. Prof. Dr. Halis Ertürk, katılımcıların sorularını cevaplayarak konuşmasını tamamladı.