Dolar 34,2697
Euro 37,6291
Altın 2.917,77
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
26°C
Hafif Yağmurlu
Pts 27°C
Sal 28°C
Çar 27°C
Per 27°C

Geç kalan adalet adaletsizliktir, geciken karar ise zulümdür

24 Eylül 2024 16:06

Orhan Gazi’nin dediği gibi, adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir, sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür.

Ceza hukuku yargı sistemi için neler yapılmalı?

Ceza hukuku, bir toplumun adalet duygusunu besleyen, toplumsal düzeni ve güvenliği sağlayan en önemli hukuki alanlardan biridir. Ancak, yargı sisteminde yaşanan aksaklıklar, geciken adalet ve zaman zaman yetersiz kalan kararlar, kamuoyunda sık sık tartışmalara neden oluyor. Adaletin hızlı, etkin ve adil bir şekilde tecelli etmesi için ceza hukuku yargı sisteminde bazı köklü değişikliklerin yapılması elzem hale gelmiştir. Peki, ceza hukuku yargı sistemi nasıl iyileştirilebilir?

1. Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi; Bir hukuk sisteminin en önemli ayağı yargı bağımsızlığıdır. Yargıçlar ve savcılar, kararlarını baskıdan ve etki altında kalmadan vermelidir. Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi, yargı mensuplarının atama ve terfi süreçlerinin siyasi etkiden arındırılmasıyla mümkün olabilir. Ayrıca, yargı organlarının mali özerkliği sağlanmalı ve yargı mensuplarının görev süreleri boyunca baskıya uğramadan çalışmalarına olanak tanınmalıdır.

2. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması; Yargı sistemindeki en büyük sorunlardan biri de davaların yıllarca sürmesi, yargı süreçlerinin ağır işlemesidir. Bu durumu aşmak için mahkemelerin iş yükünün azaltılması gerekmektedir. Bunun için bazı hafif suçların alternatif çözüm yolları ile ele alınması, uzlaşma ve arabuluculuk gibi yöntemlerin daha etkin bir şekilde kullanılması gereklidir. Ayrıca, küçük davalar için sulh ceza mahkemelerinin güçlendirilmesi de bu anlamda bir çözüm olabilir.

3. Dijitalleşme ve teknolojik altyapı; Teknolojik gelişmelerin yargı sistemine entegrasyonu, sürecin hızlandırılması açısından oldukça önemlidir. Özellikle dijital delillerin toplanması, elektronik dosya yönetimi ve duruşmaların online platformlar üzerinden yapılması gibi yeniliklerle yargı süreçleri hızlandırılabilir. Bu kapsamda, Türkiye’de de kullanılan UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) daha da geliştirilerek, mahkemelerin dijitalleşme süreci tamamlanmalıdır. Dijitalleşme sadece yargı sürecini hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda hata payını da en aza indirecektir.

4. Yargı mensuplarının eğitimi; Adil ve etkin bir yargılama süreci için, yargı mensuplarının sürekli eğitimi ve gelişimi sağlanmalıdır. Ceza hukukunda hızlı değişen yasalar ve toplumsal dinamikler, yargıç ve savcıların sürekli olarak kendilerini geliştirmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, sürekli eğitim programları düzenlenmeli ve yargı mensupları yeni gelişmelere adapte olabilmelidir. Özellikle dijital suçlar, siber güvenlik ve uluslararası suçlar gibi yeni suç tipleri üzerine eğitimler verilmesi gereklidir.

5. Hukuk reformları ve yasaların gözden geçirilmesi; Ceza hukuku alanında yasaların güncel ihtiyaçlara cevap verecek şekilde reforme edilmesi gerekmektedir. Bu reformlar yapılırken, adaletin sağlanması kadar insan haklarına saygı ve orantılılık ilkesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, önleyici tedbirlerin uygulanması ve infaz sisteminin insan haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ceza adalet sisteminde rehabilitasyonun ön planda tutulması ve suç işleyen bireylerin topluma yeniden kazandırılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi de şarttır.

6. Adli tıp ve bilirkişilik sisteminin iyileştirilmesi; Adli tıp ve bilirkişilik, ceza davalarında son derece kritik bir rol oynamaktadır. Ancak, bilirkişilik müessesesinin zaman zaman yeterince objektif çalışmaması, yargı süreçlerini uzatmakta ve adil olmayan kararlara yol açabilmektedir. Bilirkişilik sisteminin reforme edilmesi, tarafsız ve bilimsel temellere dayalı raporların hazırlanmasını sağlamak için gereklidir. Aynı şekilde, adli tıp kurumları da uluslararası standartlarda çalışmalar yaparak yargı süreçlerine daha etkin destek vermelidir.

7. Kamuoyu ve medyanın etkisi; Son yıllarda yargı süreçleri üzerinde kamuoyu baskısının arttığına şahit oluyoruz. Medya ve sosyal medya, bazen yargı mensuplarını etki altına alabilecek bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Adil bir yargılamanın en temel ilkesi olan masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi, medya ve sosyal medyanın yargı süreçlerine müdahale etmemesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Yargı süreçleri, kamuoyunun baskısından arındırılmalı ve medya organları bu süreçlerde daha sorumlu bir yayın politikası izlemelidir.

Sonuç olarak; Ceza hukuku yargı sistemi, toplumun adalet duygusunu tatmin eden en önemli kurumlardan biridir. Ancak, bu sistemin işlerliği ve etkinliği, sürekli olarak iyileştirilmesi gereken bir süreçtir. Yargı bağımsızlığının korunması, teknolojinin daha etkin kullanımı, yargı mensuplarının eğitimi ve kamuoyu baskısının minimize edilmesi gibi konular, ceza hukukunun daha adil bir şekilde işlemesi için üzerinde durulması gereken başlıca reform alanlarıdır.

Unutulmamalıdır ki, geciken adalet adalet değildir ve adaletin tecellisi toplumun her kesimi için hayati bir öneme sahiptir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.