Gazze; Çocukların büyümediği yer
Yeni yılın ilk gününde Galata Köprüsü’nde yüzlerce sivil toplum kuruluşunun ve binlerce vatandaşın bir araya geldiği tarihi bir yürüyüş, Filistin’in kanayan yarasına dikkat çekti.
Yeni yılın ilk gününde Galata Köprüsü’nde yüzlerce sivil toplum kuruluşunun ve binlerce vatandaşın bir araya geldiği tarihi bir yürüyüş, Filistin’in kanayan yarasına dikkat çekti. “Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa” sloganıyla düzenlenen bu anlamlı etkinlik, vicdanları harekete geçirmek ve Gazze’deki zulmü dünyaya duyurmak için önemli bir adım oldu.
400’e yakın sivil toplum kuruluşunun desteğiyle düzenlenen yürüyüşte, İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırım ve insanlık suçlarına karşı tepkiler dile getirildi. Bombalar altında büyüyemeyen çocuklar, her gün gözyaşları ile uyanan anneler, yıkılan camiler ve okullar, insanlığın utancı haline gelen bu tabloyu gözler önüne serdi.
Peki ya dünya? Nerede çocuk haklarını savunanlar? Nerede kadın haklarını, insan haklarını dillerinden düşürmeyenler? Batı’nın suskunluğu ve bu zulme ortak oluşu, maskelerinin bir kez daha düşmesine neden oldu. Onlar sustukça, biz haykırmaya devam edeceğiz: “Gazze yalnız değildir!”
Vicdanların susturulamadığı yer; Türkiye’dir
Galata Köprüsü’nden yükselen ses, sadece Filistin için değil, tüm insanlık için bir çağrıydı. “Ezan susmaz, bayrak inmez” diyerek meydanı dolduran binlerce kişi, Filistin’e olan bağlılıklarını ve dayanışmalarını haykırdı. “Suriye’de Müslümanlar nasıl sabredip zafer elde ettiyse, Gazze de kuşatmadan zaferle çıkacaktır” ifadeleri, Filistin’in özgürlüğüne olan inancımızı bir kez daha pekiştirdi.
Bugün Filistin’de, Gazze’de yaşananlar yalnızca Müslümanların değil, tüm insanlığın meselesidir. Çocukların oyun oynarken yorulması gerekirken, savaşın yorgunluğunu taşımaları hangi vicdana sığar? Annelerin gözünde yaş, babaların dizlerinde derman kalmadı. Bu, yalnızca Gazze’nin değil, insanlığın trajedisidir.
Dünden bugüne inanmanın ve mücadelenin gücü, Bir zamanlar Ayasofya’nın zincirlerinden kurtulması bir hayal gibi görünüyordu. Şimdi ise ibadete açık. Emevi Camii’nin özgürlüğü bir ütopya olarak görülüyordu. Bugün minareleri özgürce ezanla yankılanıyor. Kudüs için, Mescid-i Aksa için mücadele eden bu millet, tarihte olduğu gibi bugün de zulme karşı durmayı sürdürüyor.
Gazze’nin çığlığı hepimizin sorumluluğudur; Gazze, çocukların büyüyemediği, annelerin gülümseyemediği, babaların umudunu kaybetmediği bir yer. Oradaki mücadele sadece Filistin halkının değil, tüm İslam aleminin ve insanlığın davasıdır. Bugün Gazze’nin çığlığı Galata Köprüsü’nden yükseliyor. Bizler burada, dualarımızla, dayanışmamızla ve mücadele azmimizle onların yanındayız.
Filistin’i unutmayacağız. Gazze’nin yaralarını saracak, Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesine şahit olacağız. Bunun için önce inanacak, sonra çalışacak ve çok çalışacağız. Çünkü özgürlük, inançla başlar ve mücadele ile kazanılır.
Bu köprünün diğer ucunda Gazze’nin yarınlarına dair umut var. Ve o umut bir gün zaferle taçlanacak!