FITCH Türkiye’nin kredi notunu yükseltti!
Bir ülkenin kredi notunun yükselmesi, teorik olarak yabancı yatırımcılar için daha çekici bir ortam yaratır.
Türkiye’nin kredi notu “B+”dan “BB-“ye Çıktı! Şimdi ne olacak halkın refahına bir faydası olacak mı?
Türkiye’nin kredi notunun Fitch tarafından “B+” seviyesinden “BB-” seviyesine yükseltilmesi elbette önemli bir gelişme. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlar, yabancı yatırımcıların bir ülkenin ekonomisine duyduğu güvenin göstergelerindendir. Fakat burada sormamız gereken kritik bir soru var: Bu tür not artışları, gerçekten de halkın refahına katkı sağlar mı, yoksa yalnızca ekonomik dengelerde bir iyileşme sinyali mi verir?
Bir ülkenin kredi notunun yükselmesi, teorik olarak yabancı yatırımcılar için daha çekici bir ortam yaratır. Yani, daha fazla yatırımcı Türkiye’ye sermaye getirebilir, projeler başlatabilir ve istihdam yaratabilir. Fakat, halkın refahına doğrudan etki eden şey yalnızca yatırımcı güveni değil; enflasyon oranları, gıda ve barınma gibi temel ihtiyaç fiyatları ve işsizlik oranları gibi halkın günlük yaşamını etkileyen temel ekonomik göstergelerdir.

Bu yatırımlar, halkın ihtiyaçlarına uygun şekilde mi değerlendirilecek, yoksa büyük sermayenin ve belli çıkar gruplarının menfaatlerine mi hizmet edecek?
Bu noktada, hükümetin ve ilgili kurumların bu yatırımları doğru yönetip yönetemeyeceği, sosyal refah politikalarına ne ölçüde ağırlık vereceği kritik bir öneme sahip.
Kredi notundaki bu yükselmenin, halka doğrudan ve anlamlı bir fayda sağlaması için ekonomik politikaların gerçek ihtiyaçlara göre şekillendirilmesi şart. Eğer bu gelişme sadece makroekonomik düzeyde kalır ve geniş halk kitlelerinin refahına doğrudan yansıtılmazsa, not artışı yalnızca kağıt üzerinde bir başarı olarak kalacaktır. Halkın beklediği ise, pazar fiyatlarında bir rahatlama, maaşların alım gücünü artıracak oranda yükselmesi ve en önemlisi, ekonomik güven hissinin geri gelmesidir.
Kredi notundaki bu artışın halkın refahına yansıması; ekonomi yönetiminin kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir politikalara odaklanmasıyla mümkündür. Aksi takdirde, bu not artışı, geniş halk kitleleri için somut bir fayda değil, sadece bir haber başlığı olarak kalacaktır.