Faiz bir toplumu köleleştirmenin en kolay yoludur
Yüksek faiz politikasının ekonomiye, üretime ve topluma olan olumsuz etkilerini görüyor ve yaşıyoruz. Artık bu tefeci kafasından vazgeçilmelidir.
Yüksek faiz politikasının ekonomiye, üretime ve topluma olan olumsuz etkilerini görüyor ve yaşıyoruz. Artık bu tefeci kafasından vazgeçilmelidir.
“Bir ülkenin kalkınması, alın terine dayalı üretimle olur; paradan para kazanan bir sistemle değil. Ancak bugün, faiz oranlarının %50’nin üzerinde olduğu bir ortamda halk fakirleşirken, bir avuç insan servetini katlıyor. Yabancı sermaye, ülkemizi bir park alanı gibi kullanırken olan yine fakir fukaraya oluyor. Bu tefeci düzenine bir son verilmezse, ne üretim kalır ne de umut.”
“Bu ülke, faiz lobisinin ve finans oyunlarının esiri olacak bir ülke değildir. Üretime, emeğe ve adalete dayalı bir ekonomi modeli, bu milletin hakkıdır. Tefeci zihniyeti terk edip alın terine dayalı bir düzen için artık harekete geçmeliyiz.”
“Faiz, zengin ile fakir arasındaki uçurumu derinleştiren en büyük ekonomik adaletsizliktir.” – Mahatma Gandhi
“Bir milletin refahı, paradan değil üretimden gelir. Faiz, parayı büyütür; ancak insanı küçültür.” – Adam Smith (uyarlama)
“Faiz, üretmeden kazanmanın, emeği sömürmenin en yaygın yoludur.” – Aliya İzzetbegoviç
“Yüksek faiz, geleceğin hayallerini bugünün borçlarına rehin bırakır.” – Noam Chomsky
“Allah, faizi haram kılmış, ticareti helal kılmıştır. Çünkü ticaret üretimdir, faiz sömürüdür.” – Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi
Faiz lobisinin etkileri:
Yüksek faiz politikalarının, zenginler için bir kazanç kapısı, fakirler içinse derinleşen borç batağı olduğunu biliyoruz. Özellikle, yabancı sermayenin ülkeye gelip kısa vadeli faiz kazançlarıyla ayrılmasının uzun vadede nasıl zarar verdiğini yaşayıp gördük.
Üretimsizlik ve tefeci ekonomisinden acilen vazgeçilmelidir:
Yüksek faizle ekonominin üretimden uzaklaştığını, yatırım yapacak girişimcilerin finansman maliyetlerinin arttığını ve bu durumun işsizliği körüklediğini gördük.
Toplumun yoksullaşmasının en büyük sebebi:
Faiz üzerinden dönen bu sistemin, gelir adaletsizliğini artırdığını, orta sınıfı yok ettiğini ve fakirleri daha da yoksullaştırdığını gördük ve yaşıyoruz.
Daha adil bir ekonomi için çözüm önerileri ise:
Faize dayalı ekonomiden üretime dayalı ekonomiye geçiş yapılması gerektiğini hatırlatmakta fayda var.
Tarım, sanayi ve teknoloji yatırımlarının teşvik edilmesi gerekir:
Alternatif finansman yöntemleri, özellikle faizsiz finans modelleri ve ortaklık bazlı yatırım çözümlerinin geliştirilmesi öncelikli olmalıdır.
“Bir ülkenin geleceği, ne bankaların kasasında biriken faiz gelirlerine ne de yabancıların kısa vadeli kazançlarına dayanır. Geleceğimiz; emeğe, üretime ve alın terine yatırım yaptığımız ölçüde şekillenir. Ancak bugün, faiz lobisinin esareti altında bir ekonomi ile halkımız yoksullaşırken, zenginler daha da zenginleşiyor. Bu kısır döngüyü kırmanın zamanı çoktan geldi.”
“Yüksek faiz, üretimin düşmanıdır; çünkü bir ülkede alın terinden çok para kazandıran bir faiz varsa, kimse fabrikasını büyütmeyi, tarlasını ekmeyi düşünmez.”
“Tefeci zihniyetinden kurtulup, alın terini ve emeği önceleyen bir ekonomik model inşa edemezsek, ne fakirliği bitirebiliriz ne de gerçek bağımsızlığımızı sağlayabiliriz. Artık zenginleri daha zengin eden bu düzene dur deme vakti gelmiştir.”