Devlet, halkına da kayyum atasın!
Nasıl ki çocukları ailelerinden koparıp kayyum atıyorsunuz, öyleyse o çocukları fakirleştiren sisteme de kayyum atayın!
Son yıllarda kayyum kelimesini sıkça duyuyoruz. Belediyelere, vakıflara, derneklere kayyum atanıyor. Yetmiyor, şimdi de hastanelerde anne babaların evlatlarına kayyum atanıyor. Peki, ekonomik sıkıntılarla boğuşan aileler için de bir çözüm var mı? Eğer bir hükümet, gerçekten halkını düşünüyorsa, çocuklarına bakamayan ailelere de kayyum atamalı!
Bunu ironi olsun diye söylemiyoruz. Gerçekten de insanlar geçim sıkıntısı içinde kıvranıyor, çocuklarını besleyemiyor, okutamıyor. Kirasını ödeyemeyen, mutfağı boş kalan, çocuğuna defter bile alamayan anne babalar var. Madem hükümet, çocukların iyiliğini düşünüyor, o halde ailelerin de iyiliğini düşünmeli. Çocuklarını alıp onlara kayyum atıyorsa, yoksulluktan bitap düşen ailelere de kayyum atayıp geçimlerini sağlamalı.
Ama işin aslı şu: Hükümetler fakirin derdine çare olmak yerine, fakirin çocuğunu alıyor! Eğer bir hükümet halkı için varsa, onların ekmeğini büyütmeli, çocuklarını onlardan koparmamalı. Hükümetler, önce halkına bakmak zorundadır. Çünkü çocuklar aileleriyle büyür, hükümet şefkati önce aileye gösterirse çocuklar korunur.
Bugün milyonlarca insan, ekonomik sıkıntılar içinde hayatta kalmaya çalışıyor. Açlık, borç, işsizlik, barınma sorunu, çaresizlik… Aileler çocuklarına daha iyi bir hayat sunsun diye devletin kapısını çaldığında, çözüm sunmak yerine çocukları alıyorlar. Çözüm bu mu? Halkına destek vermeyen, onu fakirliğe mahkum eden bir düzen, sadece kendi çıkarlarını düşünen bir hükümettir.
O zaman bir öneri sunuyoruz: Nasıl ki çocukları ailelerinden koparıp kayyum atıyorsunuz, öyleyse o çocukları fakirleştiren sisteme de kayyum atayın! Ekonomiyi yönetenlere, geçim sıkıntısı çeken ailelerin evine bir kayyum atayın! Halkın maaşına, mutfağına, pazar arabasına, faturalarına da kayyum atayın!
Ama gerçek şu ki, hükümetler fakirin yanında olmayı seçmedi, onu yalnız bıraktı. Ne çocuklarımıza ne de sofralarımıza kayyum atanmasını istemiyoruz. Biz, geçinemeyen ailelerin desteklendiği, çocukların aç kalmadığı, insanların onuruyla yaşadığı bir düzen istiyoruz. Hükümetler, gerçekten halkını düşünüyorsa, sadece yönetmeye değil, yaşatmaya da talip olmalıdır.