CHP’de İroninin Adı: Hem İhbarcı, Hem Mağdur, Hem Kayyum CHP’li!
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atandı. Gürsel Tekin’in sözleri ise durumu özetliyor:
“İhbar eden CHP’li, ihbar edilen CHP’li, atanan CHP’li ama gelin görün ki her şeyin suçlusu hükümet!”
Gerçekten de bu tablo akıl tutulmasının en somut örneğidir. Bir partinin kendi içinde yaşadığı kavgaların, hesaplaşmaların, çıkar çatışmalarının faturası neden hükümete kesilir?
Bu, aslında yıllardır CHP’nin siyaset yapma biçimini de özetliyor. İçerideki hizipleşmeler, hileyle kazanılan kongreler, delegelerin satın alınması, etik dışı yöntemler… Hepsinin üstü kapatılır ve kolay bir yol bulunur: “Suçlu hükümet!”
Hükümeti eleştirmek başka, kendi hatalarını örtmek için hükümeti günah keçisi ilan etmek başkadır. Eğer CHP kendi içindeki usulsüzlükleri, kumpasları, iktidar hırsıyla yapılan ayak oyunlarını sorgulamazsa, hiçbir kayyum, hiçbir kongre, hiçbir seçim onları kurtaramaz.
Çünkü mesele hükümet değil; mesele CHP’nin kendi içindeki çürümedir.
Ve bu çürüme, en çok da kendi seçmenini kandırmaktır.
“Kendi Hilesini Hükümete Yüklemek”
CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atandı. Gürsel Tekin’in sözleri her şeyi net şekilde özetliyor:
“İhbar eden CHP’li, ihbar edilen CHP’li, atanan CHP’li ama gelin görün ki her şeyin suçlusu hükümet!”
Bir partinin kendi içinde yaptığı hileyi, kendi delegesinin satılmışlığını, kendi yöneticisinin kumpasını görmezden gelip faturayı hükümete kesmesi, siyaset tarihimizin en trajikomik alışkanlığıdır.
Kendi evini temizleyemeyen, kendi içine çekidüzen veremeyen bir parti nasıl olur da ülke yönetmeye talip olabilir? CHP önce aynaya bakmayı öğrenmeli.
“Suçlu Kim? Tabii ki Hükümet!”
CHP’de bir kongre yapılıyor…
Delegeler kendi partilileri tarafından satın alınıyor.
Kongrede usulsüzlükler ayyuka çıkıyor.
Mahkeme kayyum atıyor, o da yine CHP’li!
Ve perde kapanıyor: “Suçlu hükümet!”
Ne kadar rahat bir dünya değil mi?
İstersen kendi kendini ihbar et, istersen kendi partilini kayyum yap, istersen delegeni sat… Sonunda hazır bir günah keçisi var: hükümet!
Bu mantığa göre CHP’de bozuk çay da demleseler, faturası hükümete çıkacak!
“Önce Kendi Evini Düzenle”
Gürsel Tekin’in sözleri aslında CHP’nin kronik hastalığını ortaya koyuyor:
“İhbar eden CHP’li, ihbar edilen CHP’li, atanan CHP’li ama suçlu hükümet!”
Bir partinin en büyük sınavı, önce kendi içinde adaletli, dürüst ve şeffaf olabilmesidir.
Eğer parti içi seçimler hileyle, ayak oyunlarıyla, kumpaslarla yürütülüyorsa; eğer delege iradesi rüşvetle satın alınabiliyorsa, bunun sorumlusu hükümet değil bizzat partinin kendisidir.
Kendi içindeki kavgalarını çözmeden, kendi içine hesap veremeden halka hesap soramazsınız. CHP’nin anlaması gereken budur.