Bursa’daki 15 Temmuz Darbe Gecesi Ve Örtülen Gerçekler

O Günün Bölge Komutanı Tümgeneral Seyfullah Paşa’ya Yapılan Kumpas ve Adaletin Sessizliği.

Hukuksuzluk Devam Etmemeli

Adaletin olmadığı bir yerde hukuk metinleri süs, makamlar ise formaliteden ibarettir. Oysa adalet; iyiliği ödüllendiren, kötülüğü cezalandıran bir mekanizmadır. Bu sadece bir hukuk kuralı değil, bir toplumun vicdanı, devletin de meşruiyetidir.

Bugün bu satırlarda, adaletin ağır geciktiği, ama mutlaka bir gün yerine geleceğine inandığımız büyük bir mağduriyeti bir kez daha gündeme taşıma sorumluluğunu hissediyoruz. Zira bir ülkede sahte belgelerle, düzmece raporlarla bir kahramanın onuru zedeleniyorsa, orada sessizlik suça ortaklıktır.

Bir 15 Temmuz Gecesi ve Bursa’daki Kahramanlık

Malum, 15 Temmuz gecesi ülkemiz bir işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. FETÖ’cü hainlerin tankları, uçakları, silahlarıyla halkımıza ve demokrasimize saldırdığı bu gece, Türkiye’nin dört bir yanında kahramanlar canları pahasına bu kalkışmaya karşı durdu.

Bu kahramanlardan biri de, o gece Bursa’da görevli Bölge Komutanı Tümgeneral Seyfullah Saldık Paşa idi.

Paşa’nın darbeci albayı yaka paça sürükleyerek garnizondan dışarı atması, silah almakta olan Askerleri engellemesi darbeci uzmanı döverek etkisiz hale getirmesi ve makamına geçince de Darbeci albay akkuşun önceden gizlice Garnizona girdiğini ve Yurtta Sulh Konseyi çetesinin Sıkıyönetim Emrini alıp Bursa’daki İlçe Jandarmalara fakslattığı bilgisini öğrenince derhal Yurdakul’a gözaltı yaptıracağım diyerek hemen başsavcı Abdülkadir Şahini telefonla arayarak gözaltı yapılması gerektiğini söylemiş, ardından Vali İzzettin Küçük’e telefonla Gözaltı bilgisini iletmiş sonrada O gece İl Emniyet Müdür Vekili olan Vehbi Karadağ’a telefon ederek Darbeci albayı Gözaltına aldıracağını bunun için Osmangazi İlçe Jandarmaya bir Polis ekibinin gelmesini bildirmesi resmen belgelenmiş bir mücadeledir. Üstelik gözaltı emrini bizzat Osmangazi’ye gönderdiği Yüzbaşı Şevket’e uygulatarak da darbenin Bursa ayağını fiilen durdurmuştur.

Ancak ne acıdır ki bu kahramanlık, ertesi gün düzmece raporlarla yok sayılmış, yerine bir kumpas kurulmuştur.

Bursa’da Kurulan Kumpas: Bazı Makamlarda oluşturulan Sahte Belgeler

Seyfullah Paşa hakkında oluşturulan sahte belgeler zinciri, tam anlamıyla hukuk tarihimize utanç vesikası olarak geçmelidir. Asıl Sıkandal ise Eski Bursa Valisi Küçük’ün bakanlığa sunduğu ve daha sonra içeriğindeki bilgilerin sahte olduğu basına da “DÜZMECE RAPOR” olarak yansıyan belgedir. Vali Küçük ün Darbe raporunda Seyfullah Paşanın Darbe gecesi Darbeci dövmesi Silahlıkları kapatması ve Darbeci albayla boğuşması dahil hiçbir kahramanlığını Rapora yazmayarak Devlet Makamlarını sahte bilgiyle yanıltmıştır,

Bir diğer skandal ise; İl Jandarma Komutanlığı’nda Seyfullah Paşa’nın orijinal raporunun değiştirilerek sahte “Jandarma Tahkikat Raporu”nun hazırlanması ve Bursa İl Emniyet TEM Şubesi’nde Yüzbaşı Şevket adına sahte ifade tutanağı düzenlenmesidir. Bu belgeler, Seyfullah Paşa’nın darbecilere karşı verdiği mücadeleyi adeta yok saymak için bilinçli bir şekilde hazırlanmıştır.

Peki soruyoruz…

Bu belgeleri kimler hazırladı?

Bu sahte evraklar neden hâlâ resmi işlem görmeye devam ediyor?

Hukuk devleti iddiasındaki bir ülkede bu sahteciliğe neden yasal işlem yapılmıyor?

Yetkililerin Sessizliği ve Basının Vicdanı

Bu hukuksuzluk basın tarafından defalarca gündeme getirildi. Gazeteciler, tanık ifadelerini, görev kayıtlarını ve belgeleri kamuoyuna sundular. Ancak başta İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı olmak üzere yetkili makamlar ne yazık ki hâlâ sessizliğini koruyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz hafta Ankara’da yapılan yargıç atama töreninde şöyle dedi…
“Adalet, hakkı hak edene teslim etmektir.”

Bu söz, sadece bir temenni değil, aynı zamanda bir devlet ilkesidir. O halde şimdi soruyoruz: Hakkı gasp edilen Seyfullah Paşa’nın hakkı ne zaman iade edilecektir?

Vicdanları Yaralayan Hukuksuzluk.

O geceki mücadele tüm tanık beyanlarıyla ispatlandığı hâlde, Jandarma Genel Komutanlığı Merkezinde hazırlanan Listeye Seyfullah Paşa’ Bursada Darbeye girişti şeklinde yazılarak önce “darbeci” yaftası vurulmuş, ardından da darbe karşıtı gayreti yok sayılarak hukuksuz bir şekilde emekli edilmiştir. Oysa gerçekler artık ortaya çıkmış, tanık ifadeleriyle Seyfullah Paşanın kahramanlığı belgelenmiştir. Buna rağmen vicdanen harekete geçilip yapılan Devlet yanlışı düzeltilmiyor, adalet sağlanmıyor.

Peki bu mudur liyakat? Bu mudur adalet?

Kamuoyu Adına Açık Çağrımızdır

Bu yazı bir öfkenin değil, bir vicdanın sesidir. Adalet adına, devlet aklı adına, millet vicdanı adına çağrımızdır:

🔴 İçişleri Bakanlığı…
🔴 Adalet Bakanlığı…
🔴 Ve doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a…

Lütfen bu hukuksuzluğu sonlandırın. Sahte raporlarla yok sayılan bir kahramanın onurunu iade edin.

Bu sadece bir kişiyle ilgili değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet ilkesiyle ilgilidir.

Çünkü adaletsizlik devam ederse sadece bireyler değil, devlet de yara alır.

Seyfullah Paşa’ya Valilik , Jandarma ve Bursa Tem Şubede yani Devletimizin Resmi Makamlarında düzenlenen Resmi Belgelerde yapılan Sahtecilik ve hukuksuzluk düzeltilmeli, hakkı hak sahibine teslim edilmelidir.

Çünkü adalet, hak edene hakkını vermektir, ve Adalet bir gün herkese lazım olur.