Bu hikaye derin, hem hüzünlü, hem düşündürücü
Kayseri’ye yerleşen bir gurbetçinin gözünden, Türkiye’nin toplumsal çelişkilerini ve insanların günlük hayatta karşılaştığı zorlukları anlatması çok anlamlı ve üzücü.
Kayseri’ye yerleşen bir gurbetçinin gözünden, Türkiye’nin toplumsal çelişkilerini ve insanların günlük hayatta karşılaştığı zorlukları anlatması çok anlamlı ve üzücü.
Ayşegül K.’nin yaşadıkları, toplumumuzun sorunlarını birebir yansıtıyor. Hayat bazen insanı köklerine çağırır. Ancak o köklerin toprakları hayal ettiğiniz gibi değilse, gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırsınız.
“Bir milletin kaderi, bireylerinin karakteriyle şekillenir.”
İnsanların zihniyeti değişmeden, sistemlerin değişmesinin bir anlamı yoktur. “Adaletin terazisi bozulduğunda, toplumun vicdanı da sessizleşir.”
Kul hakkı, çıkarcılık ve adalet eksikliği… Zengin, daha zengin olmak ister; fakir, suçlayacak birilerini arar. Ancak kimse aynaya bakmaz.
“Bir toplum, yalanı doğruluk gibi gördüğünde, gerçeği kimse aramaz.” Yalan ve sahtekârlık kültürünün sıradanlaşması… Zihniyet değişmeden kader değişmez.
“Doğru insan olmayı başardığımız gün, her şeyin değişeceği gün olacak.”
“Bu topraklar cennet olmaya hazır; ancak önce biz insan olmayı öğrenmeliyiz.”
Türkiye’ye kişisel yolculuk hikayesi; Almanya’da doğup büyüyen bir bireyin Türkiye’ye yerleşme kararının ardından yaşadıkları… “Baba toprağına dönmek, doğup büyüdüğüm topraklardan ayrılmak kadar kolay olmadı. Ancak memleket özlemi ve aileme yakın olma isteği, tüm zorlukları göze almamı sağladı.”
Türkiye’deki toplumsal çelişkiler; Türkiye’de gözlemlediğim… Hayallerimle döndüğüm bu ülkede, karşılaştığım gerçekler beni derin düşüncelere sevk etti. Almanya’da 39 yılda görmediğim şeyleri, burada birkaç yıl içinde yaşadım.
Kendi çıkarlarına odaklanan insanlar; “Akrabalık, dostluk ve ticaret dahi çıkar üzerine kurulu. Yaptıkları iyiliklerin altında bile komisyon hesapları var.”
Kul hakkı ve adalet eksikliği; “Her kesimden insan, işçisinden patronuna, hak yemekten çekinmiyor. Adalet, bazen güç ve mevkiden yana eğiliyor.”
Toplumsal bilinç ve çevre duyarlılığı; “Evlerin içi pırıl pırıl, dışarısı ise çöp yığını. Çekirdek çitlemek maharet, kabuğunu yere atmak alışkanlık.”
Meslek ve eğitimde kibir; “Üniversiteliyim diyenlerin kibirle kendilerini üstün görmeleri, insani değerleri unutturmuş. İnsan olmak, meslekten önce gelir.”
“Bu ülke modern hastaneler, yollar, köprüler yaptı ama zihniyet devrimini yapamadı. Avrupa’dan fiziksel olarak ileride olabiliriz, ancak insanlarımız arasındaki sevgiyi, saygıyı, empatiyi geliştirmeden hiçbir yere varamayız.”
Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz ama asıl sorunumuz zihniyetimiz. Eğer kendi çıkarlarımızı bir kenara bırakıp toplumsal faydayı düşünebilirsek, bu ülkeyi hep birlikte hak ettiği yerlere getirebiliriz.
Almanya’dan buraya döndüğüm için pişman değilim, çünkü her şeyden önce değişime inanıyorum.
Zihinler değişirse, hayatlar da değişir. Doğru insan olmayı başardığımız gün, her şeyin değişeceği gün olacak.
“Bu topraklar cennet olmaya hazır; ancak önce biz insan olmayı öğrenmeliyiz.”