Aziz milletimizin geleceği için
Her türlü tahrik ve provokasyon girişimi, toplumsal barışı zedeleyebilecek niteliktedir.
Türkiye’deki Alevi yurttaşlarımız, ülkemizin birliği ve bütünlüğü için son derece önemlidir.
Bu nedenle, böyle bir durumun varlığı halinde, devletimizin gerekli önlemleri alarak toplumsal huzuru koruması ve her türlü provokasyona karşı uyanık olması gerekmektedir.
İsrail’in bölgedeki politikaları ve stratejik hedefleri, uzun yıllardır tartışma konusu olmuştur. Özellikle “Arz-ı Mevud” (Vadedilmiş Topraklar) kavramı, Siyonist ideolojinin temel taşlarından birini oluşturur ve bu hedefe ulaşmak için bölgedeki istikrarı bozucu faaliyetlerde bulunduğu iddiaları sıkça gündeme gelmektedir. Bu bağlamda, Suriye’nin son yıllarda yaşadığı iç savaş ve parçalanma süreci, bölgesel güçlerin müdahaleleriyle daha da karmaşık hale gelmiştir.
İsrail’in Suriye’deki YPG (Yenişehir Halk Koruma Birlikleri) gibi gruplarla ilişkisi, bölgedeki dengeleri değiştirmeye yönelik bir stratejinin parçası olarak görülmektedir. YPG’nin Suriye yönetimiyle olan çatışmaları, İsrail’in bölgedeki etkisini artırma çabalarıyla örtüşebilir. Aynı zamanda, İsrail’in İran ile olan gerilimli ilişkisi, Suriye’deki bu karmaşık durumu daha da derinleştirmektedir.
Türkiye’deki Alevi yurttaşlarımızın bu süreçte provoke edilmeye çalışılması, bölgedeki mezhepsel ve etnik gerilimleri artırmaya yönelik bir taktik olarak değerlendirilebilir. Bu tür provokasyonlar, ülkemizin birliğini ve beraberliğini zedelemeye yönelik girişimler olarak görülmeli ve buna karşı milli birlik ve beraberliğimizi korumak için her türlü tedbir alınmalıdır.
Türkiye, bölgedeki istikrarı korumak ve kendi güvenliğini sağlamak için aktif bir diplomasi yürütmekte ve gerektiğinde askeri operasyonlarla da bu hedeflerini desteklemektedir. Suriye’deki gelişmeler, Türkiye’nin güney sınırlarını doğrudan etkilemekte ve bu nedenle Türkiye, bölgedeki her türlü gelişmeyi yakından takip etmektedir.
Bölgedeki karmaşık dengeler ve İsrail’in stratejik hedefleri, Türkiye’nin dış politikasını ve güvenlik önlemlerini şekillendirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Milletimizin birliği ve beraberliği, bu tür provokasyonlara karşı en büyük güvencemizdir.
Birlik içinde hareket ederek, ülkemizin ve bölgemizin istikrarını korumak için çalışmaya devam etmeliyiz.