Alaska Zirvesi: Trump’ın İmajı, Putin’in Kazancı, Ukrayna’nın Endişesi

ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’da gerçekleştirdiği zirve, dünya kamuoyunun gözünü Anchorage’a çevirdi. Ancak üç saat süren görüşmenin sonunda ne bir ateşkes, ne de somut bir kazanım ortaya çıktı.

Trump, zirve sonrası yaptığı açıklamada klasik üslubuyla “Anlaşma olana kadar anlaşma yok” dedi. Fakat bu sözler, aslında hiçbir ilerleme sağlanamadığının üstü kapalı itirafıydı. “Büyük ilerleme kaydettik” dese de, detay vermemesi bu sözleri havada bıraktı. Kısacası, dünyaya yine bolca muğlak mesaj, somut adım ise hiç.

Trump’ın kaybı, Putin’in kazancı
Trump kendisini “iş bitirici” ve “barış elçisi” olarak tanıtmayı seven bir lider. Alaska’dan ise ne iş bitirmiş, ne de barış sağlamış bir şekilde ayrıldı. Bu durum onun iç politikadaki prestijini zedeleyecek. Zira görüşmeler öncesi “Başarısızlık ihtimali sadece yüzde 25” diyerek kendinden emin bir tablo çizmişti.

Öte yandan Putin sahnede daha rahat ve özgüvenliydi. Alaska bir Amerikan toprağı olsa da, Rusya’nın 19. yüzyılda bu bölgeden çekildiği gerçeği Kremlin liderine ayrı bir sembolik güç kattı. Trump’ın sessiz kalmak zorunda kaldığı basın toplantısı anı ise, Putin’in diplomatik üstünlüğünü gözler önüne serdi.

Ukrayna’nın nefesi kesik
Kiev açısından bakıldığında, en azından Trump’ın tek taraflı bir taviz vererek Ukrayna’yı köşeye sıkıştıracak bir anlaşmaya imza atmaması şimdilik bir rahatlama sağladı. Ancak Putin’in konuşmalarında hâlâ “çatışmanın kök nedenlerinden” bahsetmesi, Rusya’nın Ukrayna’yı parçalama hedefinden vazgeçmediğinin işaretiydi.

Ukraynalılar bu belirsizlikten endişe duyuyor. Çünkü Batı’nın aylardır sıraladığı tehditlerin çoğu hayata geçirilmedi. Bu da Putin için fiili bir davet anlamına geliyor: “Devam et.”

Zirvenin ardından…
Alaska zirvesi geride kaldı. Trump, istediğini alamadan, hatta belki de farkında olmadan Putin’e uluslararası sahnede bir meşruiyet kazandırarak masadan kalktı.

Bundan sonrası kritik: Trump, “iki üç hafta içinde” dediği yeni yaptırımları gerçekten devreye sokacak mı? Yoksa yine sözde kalan tehditlerle mi yetinecek?

Sorunun cevabı ne olursa olsun, şimdiden görülen şu: Bu zirvede kaybeden Trump’ın prestiji, kazanan Putin’in görünürlüğü oldu.

Ukrayna ise, ateşkesin hâlâ uzak bir hayal olduğunu görerek belirsizlik girdabında sıkışıp kaldı.